https://www.youtube.com/watch?v=WVpQ7fiKOpE
30 Ekim 2017 Pazartesi
Felsefi sözler
Biz bir soru hareketiyiz.
MARCOS
Para bizzat cemaat olduğundan,karşısında başka cemaatlere tahammül edemez
K.MARX
Erkek burjuvazidir ve karısı proletaryayı temsil eder.
F.ENGELS
Eğer bütün insanlar doğuştan özgürse, nasıl oluyor da tüm kadınlar köle doğuyor.
M.ASTELL
Doğal olmayanın yalnızca alışılmış olmayan anlamına geldiği, alışılırmış olan her şeyin de doğal gözüktüğü bir gerçektir.
J.S.MILL
Ya insan ırkının hiçbir üyesinin gerçek hakkı yoktur, ya da aynı haklara sahiptir.
M.CONDORCET
İyilik severlik daima eşit olmayan iki tarafın varlığını gerektirir.
F.BERKTAY
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.
MONTAIGNE
Hepimiz kahkahalarımızı göz yaşlarımızla ödüyoruz.
P.SAFA
Her büyük sanatçı, sanata kendi damgasını vurur.
V.HUGO
Her şeyin başlangıcı küçüktür.
CICERO
Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır.
M.HEAD
Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir.
W.SHAKESPEARE
Hiçbir şey, ele geçince hayalde olduğu kadar güzel kalmaz.
N.R.NASH
İki günü eşit olan ziyandadır.
Hz.MUHAMMED
İlim öyle bir şeydir ki sen ona tüm gücünü vermedikçe o sana yarısını bile vermez.
E.YUSUF
İlimle geçen bir gece , ibadetle geçen bin geceden hayırlıdır.
Hz.MUHAMMED
İnsan; düşünmek , sevmek, inanmak için dünyaya gelmiştir.
J.J.ROUSSEAU
İnsan eğitimle doğmaz, ama eğitimle yaşar.
CERVANTES
İnsan, gülmediği günü, yaşadım diye hayat defterine kaydetmemelidir.
SOKRA
İnsan, hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeylerle geçirir.
DIDEROT
İnsan hür olarak yaratılmış, zincire vurulmuş olarak bile doğsa, yine hürdür.
SCHILLER
İnsan ne kadar çok okursa o kadar çok yükselebileceğini bilmelidir.
O.J.BANGS
İnsan zaman öldürmek için değil; faydalı hoş bir an geçirmek için okumalıdır.
O.GOITMIDH
İnsanın dostu yoktur, saadetin dostu vardır.
NAPOLEYON
İnsan kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.
EFLATUN
İnsanlar birbirleri içindir; birbirlerine aittir.
GOETHE
İnsanlar önce para kazanmak için sağlıklarını, sonra da sağlıklarını kazanmak için paralarını verirler.
GOETHE
İş bizden iki fenalığı uzaklaştırır: can sıkıntısı, kötülük.
VOLTAIRE
İşin güç kısmı, adam olmak değil, adam kalmaktır.
A.MAZERELLES
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.
V.HUGO
İyiliğe gücün yetmezse, kötülük etme.
ARİSTO
İyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü herkes.
C. ŞAHABETTİN
Kabukta dolaşan böcek, meyvenin tadını alamaz.
SAHSUVAR
Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılır mı?
LUKIANOS
Kendi dilini bilmeyen başka dil öğrenemez.
B.SHAW
Kendisini pek çok seven , çevresinde pek az sevilir.
C. ŞAHABETTİN
Kıskanç daha çok sever, fakat kıskanç olmayan daha iyi sever.
MOLIER
Kıskançlığımızı ancak sevgi ile yenebiliriz.
GOETHE
Kim büyük fikirler için yaşıyorsa, kendisini unutmalıdır.
LA EDRI
Kitapsız yaşamak, kör sağır, dilsiz yaşamaktır.
SENECA
Konuşama, insanın aklını kullanma sanatıdır.
EFLATUN
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır.
GOETHE
Korkunun kaynağı bilgisizliktir.
EMERSON
Kötü haberlerin kanatları vardır, iyi haberlerin ayakları bile yoktur.
M.CAVENDISH
Kral da dilenci de aynı iştahla acıkırlar.
MONTAIGNE
Kusurlarınızı hemen söyleyecek arkadaşlar bulun.
BOILEAU
Küçük hediyeler dostluk,büyük hediyeler sevgi meydana getirir.
LICTERBERG
Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli bir şey yoktur.
S.ZWEIG
Leyla’nın güzelliğine ancak Mecnun gözüyle bakmalısın ki onu seyretmenin sırrı sana da görünsün.
SADİ
Namuslu birisini aldatmak kadar kolay bir şey yoktur.
LA FONTAINE
Nankörlük,zayıf insanların işidir,kudretli insanlar içinde asla nankör olana rastlamadım.
GOETHE
Ne kadar bilirsen bil,söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.
MEVLANA
Nezaket hiçten gelir; ama her şeyi satın alır.
DR.V.PAUCHET
Okullar demokrasinin kalesidir.
H.MANN
Okumak;haz duymaya,zihnimizi beslemeye,yeteneklerimizi arttırmaya yarar.
F.BACON
Okumak;insana olgunluk,konuşmada canlılık,yazmada açıklık verir.
F.BACON
Öğrenmek pahalıdır ama cehalet çok daha pahalıdır.
H.CLAUSEN
Öğretmen bir kandile benzer,kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
RUFFINI
Ömrünü seyahatle geçirenler bir çok otelci bulur,ama dostluk kuramaz.
SENECA
Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.
EINSTEIN
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için sabah olduğunu sanırlar.
G.DUMANT
Para arttıkça,para sevgisi de artar.
JUVERAL
Para ile satın alınan sadakat,daha fazla para ile de satılır.
SENECA
Resim,sözcüksüz şiirdir.
HORATIUS
Sağlık bir beden değil,bir kafa meselesidir.
M.B.EDDY
Sanat,doğaya eklenmiş insandır.
F.BACON
Sanat hem bir coşma,hem bir yadsıma işidir.
A.CAMUS
Sanat,insanın doğaya eklediği bir şeydir.
ALAIN
Sanat,özgürlük tarafından emzirildikçe büyür.
SCHILLER
Sanat,şiddeti ortadan kaldırmalıdır,yalnız o yapabilir bunu.
TOLSTOY
Sanat toplumsal bir çabadır;toplumdan gelir,topluma döner.Fakat gelenle giden
aynı şey değildir.
A.İLHAN
Sanatın düşmanı bilgisizliktir.
S.JOHNSON
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
M.KEMAL ATATÜRK
Sanatta temel olan,yeni ve kişisel bir şey söylemektir.Büyük sanatçı bununla belli olur.
L.TOLSTOY
Saygı olmayan yer de aşk da olmaz.
E.ZOLA
Sevdiği bir işi bulan insan mutludur.
T.CARLYLE
Sevdiklerimize vereceğimiz en değerli hediye,ne altın ne de mücevher.Yalnız kendimizden bir küçük parça.
R.W.EMERSON
Size yapılan en ufak yardımı sakın unutmayınız,yaptığınız en büyük yardımı ise
hiçbir vakit hatırlamayınız.CHILON
Suçu toplum hazırlar,suçlu işler.
BUCKLE
Susan bir bilgin,bir kelime söylemeyen aptaldan farksızdır.
MOLIERE
Susmayı bilmek söylemeyi bilmekten daha nadir bir meziyettir.
AMBROISE
Şair,her şeyden önce yaşadığı toplumun sorunlarına,giderek tüm dünyaya karşı sorumludur.
P.NERUDA
Şerefli bir ölüm,şerefsiz bir ömürden daha iyidir.
TACITUS
Şiir benim içimde bir amaç değil,tutkudur.
E.A.POE
Şiir,düşüncelerle değil,sözcüklerle yazılır.
MALLARME
Şiir,güzellikte çarpışan tek gerçektir.
GLFILLON
Şiir,hem ozanın hem de yazıldığı çağın resmidir.
E.STINUS
Şiirin,düzyazıdan ayrıldığı nokta şudur:Az sözcükle çok şey söylemek.
VOLTAIRE
Talebelerine öğrenme arzusu aşılayamayan bir öğretmen soğuk demiri döven bir demirci gibidir.
H.MANN
Tam dostluk benzer arkadaşlar arasında olur.
F.NIETZCHE
Tatlı dil,her kapıyı açan sihirli bir anahtardır.
MONTAIGNE
Tatlı sözler,şiddetli bir öfkeye karşı en tesirli ilaçtır.
AISKHYOS
Tilki,kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı?
TRUMAN
Toplumun insanlık özelliği,güzel sanatlarla beslenir.
İ.İNÖNÜ
Tüm sanatlar kardeştir,hepsi de birbirinin ışığı altında ilerler.
VOLTAIRE
Türk ulusunun tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onlarda yükselmektir.
M.K.ATATÜRK
Ulusların zenginliği ipek,pamuk,altın değil,insandır.
R.HOVEY
Umut insanı uyandıran bir rüyadır.
ARISTO
Unutma ki ağzında bal olan arını kuyruğunda iğnesi vardır.
LYLY
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.
M.E.YURDAKUL
Uşağım dahi olsa, hatalarımı düzelten efendim olur.
GOETHE
Ümidini kaybetmiş olanın,başka kaybedecek şeyi yoktur.
BOLSE
Ya sus ya da susmaktan daha değerli şeyler söyle.
PHTAGORE
Gerçekçi ol imkansızı iste.
CHE GUEVARA
Yalanı söküp atmadan gerçeği dikmeye çalışma!Tutmaz.
C.ŞAHABETTİN
Yalnız kendi nefsini düşünerek dost arayan, hizmetçi arıyor demektir.
C.ŞAHABETTİN
Yanıldığını asla kabul etmeyenler, en çok yanılanlardır.
LA ROCHEFOUCAULD
Yapılmış küçük işler, planlanmış büyük işlerden çok daha iyidir.
P.MARSHALL
Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niçin bugünden başlamıyorsun?
EPIKTETOS
Yaşam kısa, sanat uzundur.
HIPPOKRATES
Yaşamak solumak değil, çalışmaktır.
J.J.ROUSSEAU
Yaşamanın amacı, hoşa gitmeyen şeylerden kaçmak değil, hoşa gitmeyen şeyleri yenmektir.
F.W.FOERSTER
Yenilince ümitsizliğe kapılma, her başarısızlıkta bir zafer arzusu yatar.
G.MARTIN
Yiğit olan sırrını kimseye demez, kötü kalbindekini dile getirir.
KARACAOĞLAN
Yurdu savunmanın en ucuz yolu, eğitimdir.
BURKE
Zafer, iradededir.
NAPOLYON
Zevke esir olan değil, hakim olan mesuttur.
ARISTIPAS
Zorluk çeken rahat bulur.
ŞİNASİ
Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir.
K.JASPERS
Ben yalnız bir şey bilirim o da hiç bir şey bilmediğimdir.
SOKRAT
Kalbin öyle duyuşları var ki akıl onlara asla sahip değil…
B.PASCAL
Hayatın her anı mana doludur.
L.TSE
Beni rozet yapma sanatına memur etselerdi rozetçiliğin felsefesini yapardım.
E.RENAN
Düşünmek, ruhun varlığının ispatıdır.
AUGUSTINUS
Doğadaki sayısız güzellikler hayatın bilinmeyen derinliklerindeki estetik zenginliğin belgeleridir.
M.SCHELER
Mutluluk doğru ve güzel düşüncelerle düşünebilmeyi bilmektir.
ARISTOTALES
Bilim ve bilgelik, insan ruhunu doğanın üstüne yükseltir.
S.ERIUGENA
Bilimsel gerçekler üzerinde anlaşmak varken, kelime yığınlarıyla kavga etmek niçin?
F.BACON
Tanrı bize her şeyi bilmek hatta kendisini de bilmek yeteneğini vermiştir.
AUGUSTINUS
Mükemmel bir alemde mevcut olan her şey en iyi şekildedir.
LEIBNIZ
Hakikatin ölçüsü bizzat hakikat ve ona mahsus olan apaçıktır. Hakikat kendi kendisi sayesinde doğrudur.
SPINOZA
Gerçeği aklın ışığı ile ara.
R.DESCARTES
Söylediklerini onaylamıyorum, fakat ölümüne de olsa konuşma hakkını savunacağım.
VOLTAIRE
“Savaş istiyoruz!”. En önce vuruldu bunu yazan.
B.BRECHT
Sevgi, bilgi ve çalışmanın ne vatanı, ne gümrük duvarı, ne de üniforması vardır.
S.FREUD
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur.
A.EINSTEIN
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.
U.MUMCU
Hayal etmek, bilmekten daha önemlidir.
A.EINSTIEN
Fikir, aza sahip olan değil, çoğu isteyendir.
L.A.SENECA
Kimin değil, neyin doğru olduğu önemlidir.
T.HUXLEY
Bir insan başarısızlıkları için başkalarını suçluyorsa, başarılarının şerefini de başkalarına vermesi gerekmez mi.
H.W.NEWTON
Ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz..
KONFİÇYÜS
Akıllı konuşur, çünkü söylemek istedikleri vardır. Aptal konuşur, çünkü bir şeyler söylemek zorunda olduğunu sanır.
PLATON
İnsanlara en büyük iyilik, akıllarını kullanmayı öğretmektir.
MOLLIERE
İstemek yetmez, şiddetle arzulamamız gerekir.
OVIDIUS
Kendi omzuna tırman, başka nasıl yükselebilirsin ki?
F.NIETZCHE
Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz.
B. NECATİGİL
Eğer ağaca çıkmak istiyorsanız, yıldızlara çıkmaya niyet edin.
KONFİÇYÜS
Hırs bir teknenin yelkenlerini şişiren rüzgara benzer. Fazlası tekneyi batırır, azı tekneyi olduğu yerde saydırır.
VOLTAIRE
Uzağı düşünemeyen üzüntüye yakındır.
KONFİÇYÜS
Başkalarının izinden giden, kendi izini bırakamaz.
KONFİÇYÜS
Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
Y.EMRE
Herkes bir konuda benimle aynı görüşü paylaşıyorsa, şüphe etmeye başlarım.
O.WILDE
Aptallığın en açık kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp, değişik sonuç almayı beklemektir.
A.EINSTEIN
Mücadele eden yenilgiye uğrayabilir, mücadele etmeyen zaten yenilmiştir.
B.BRECHT
Oyun bitince, şah da piyon da aynı kutuya konur.
SOCRATES
Kendini bil.
SOKRATES
İnsan haklarının evde başlaması gerekir.
E.GALEANO
Aklını kullanma cesaretini göster.
I.KANT
Bozulduğu zaman insandan daha korkunç yaratık yoktur.
SOPHOKLES
Şöhret, ancak küçük dozlarda alındığında faydalı olan bir zehirdir.
H.BALZAC
Bütün yanlışlıkların altında gurur yatar.
RUSKIN
Yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil, rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir.
ÇİÇERO
Hiçbir mücadele yoktur ki ahlak esaslarına dayanmadan yürüyebilsin.
M.K.ATATÜRK
Yükselmenin en alçakça sı, zayıfların sırtına basarak olanıdır.
SCHILLER
Büyük insanların amaçları vardır, diğerlerinin ise sadece istekleri.
W.IRVING
Düşünce yeteneğimizi öldüren en büyük düşmanımız alışkanlıklarımızdır.
S.MAUGHAM
Bazen sesini duyulabilmen için susman gerekir.
S.LE
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu, uyanmaktır.
S.M.POWER
Vicdani tertemizdi zira onu hiç kullanmamıştı.
S.LEE
Hayır demek kolaydır çünkü evet dinilince yapılacak iş çıkacaktır.
SEIFRIDGE
Ben size Ay’ı gösteriyorum. Siz benim parmağıma bakıyorsunuz.
MAD
Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin, Can suyunu aramadaysan Can’sın Sen. Ne’yi arıyorsan O’sun Sen.
Mevlana
Sayısız güzellik doğar da her günde, birini sevmek için bir ömür yetmez.
F.N.ÇAMLIBEL
Adaletin bulunmadığı yerde herkes suçludur.
DUVERGER
Fizik kendini ****fizikten sakın
NEWTON
Herkesin birbirine benzediği yerde hiç kimse yoktur.
M.FOUCAULT
Dışarıda bırakılmak içeri kapatılmakla aynı şeydir.
M.FOUCAULT
Diz çök inanırsın.
PASCAL
İktidar kirletir, mutlak iktidar mutlaka kirletir.
BAKUNIN
Mülkiyet hırsızlıktır.
PROUDHON
Eğer biri her şeyi biliyorsa hiç kimse özgür iradeye sahip değildir.
T.SHILK
Nedensel olarak belirlenmiş bir dünyada yanlış veya doğru yoktur.
SKINNER
İnsan yaşamak istediği şey için ölür.
H.MILLER
Biz görünmek için yüzümüzü kapatıyoruz.
K.MARCOS
Lüksün içinde suç vardır.
R.BARTHES
Deliyle bilge arasındaki fark: birincisi tutkulara, ikincisi aklına boyun eğmiştir.
ERASMUS
İçimizdeki buzulu kıracak olan baltadır kitaplar.
BACHMAN
Kadim sınıf ayrımı kadınla erkek arasındadır.
S.FIRESTONE
Hiçbir şeyi değiştirmemek için her şeyi değiştirmek gerekir.
LAMPEDUSA
Belirleyici olan nereye bakıldığı değil nereden bakıldığıdır.
P.CARDEN
Biz zengin olduk, çünkü bunun için bazıları öldü, bazı kıtalar tamamen boşaldı.
SOMBART
Kavramların eksik olduğu yerde sözcükler yerleşir.
GOETHE
Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan dünyevileşiyor en sonunda insanlar hayatlarının gerçek koşullarıyla ve diğer insanların ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyor.
K. MARX
İnsanı savunuyorum çünkü düştüğünü gördüm.
A. CAMUS
Yeninin ilk görünümü dehşettir.
H. MULLER
Hayır diyeni sevmeyiz, tamam efendim demenin ne kadar tehlikeli olduğunu kutsal kitaplardan öğrenmeye çalışırız.
KIERKECARD
Kabilemizde yamyam kalmadı,son yamyamı dün yedik.
SANTNER
Günümüzde vahşet o kadar derindir ki; artık trajik onur düzeyine yüceltilemez.
S. ZIZEK
Burjuvazi dini şevki, kahramanca cesareti, en ilahi coşkunlukları bencil hesapların buzlu sularında boğdu.
K. MARX
Devrim yapamazsın devrim olabilirsin.
U. LEGUIN
Söyle ve ruhunu kurtar.
F. NIETZSCHE
Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser kapitalizm.
K. MARX
Saray: Saltanat, savaş zulümdür; tekkeler, dervişler, ulema bu zulümün ürünüdür.
Ş. BEDRETTİN
Başarıyla övünmek, onu en kötü biçimde kullanmaktır.
MAUPASONT
Hiçbir çağda insan bugün olduğu kadar isteklerinin kölesi haline gelmemiştir.
A. ÖZDENÖREN
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır.
MEVLANA
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
C. MERİÇ
Alemde, alimlerin yağcılığı olmasaydı, zalimlerin zulme cesaretleri olmazdı.
İ.A.E. HANİFE
İnsan, alışkanlıklarının ******dur.
İ. HALDUN
Açlık yıllarında ölenleri açlık öldürmez, onları alışmış oldukları tokluk öldürür.
İ. HALDUN
Tiranlığa direnmek, Tanrıya itaat etmektir.
S.B. ANTHONY
Cahil insanlar özgürlükleri koruyamazlar.
N. GIOVANNI
Erkek kardeşlerimizden tek istediğim, ayaklarını boğazlarımızdan çekmeleridir.
S. GRIMKE
Sırrını saklarsan o sana esir olur, yayarsan sen ona esir olursun.
İ. SİNA
Oy kurşun gibidir. Bir hedef gözetmediğiniz taktirde kullanmayın. Eğer hükümet ödediğimiz vergilerle bizi koruyamıyorsa, ödediğimiz vergilerin bir kısmini silah almak için ayırmaktan çekinmeyeceğiz. Seçenek, oy yada kurşundur.
MALKOLM X
Irkçılık olmadan kapitalizm olmaz.
MALKOLM X
İster mermi kullansın, ister oy pusulası; insan iyi nişan almalı, kuklayı değil, kuklacıyı vurmalı.
MALKOLM X
Yaşamak sanat, birlikte yaşamak büyük sanattır.
M. SAİD
Keskin dişli kaplana acımak, zavallı koyunlara haksızlıktır.
MEVLANA
Bazen susmak, söylenen bir çok sözden daha tesirli olur.
MONTESQUEIU
Yanıldığını kabul etmek yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektedir.
C. MERİÇ
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. Kardeşçe yaşamayı...
M.L. KING
Küçük şeylere gerektiğinden fazla önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.
EFLATUN
İnsanlar sabırsız oldukları için cennetten kovuldular, tembel oldukları için geri dönemiyorlar.
KAFKA
Hiçbir şey kadının itibarını erkeğe dişiliğiyle ulaşmaya çalışması olgusundan daha fazla zarar veremez.
H.S. BLATCH
Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.
EMERSON
Adem adam olmayınca, adam etmez ademi;
Ademe adam gerek, adam ede ademi.
Büyük işler kuvvetle değil sebatla başarılır.
JOHNSON
Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar.
GOETHE
İyi düşün, güzel hisset, yanılma, aldanma. Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma!
MEVLANA
Çocukluğumuzda daima bir an vardır ki, kapı açılır ve geleceği içeri alır.
G. GREENE
Eğitimle olabilecek şeyi, kanunla yapmaya çalışmamalıdır.
MONTESQUIEU
Konuşun, tanışın; çünkü kişi dilinin altıda gizlidir.
Hz. ALİ
Kaptanı Nuh olan kişi, denizin dalgasından korkar mı?
SADİ
Rahatlık içinde düşünce uykuya dalar.
A. GIDE
Kötülük yapabilmek ellerindeyken, bütün ömrünü doğrulukla geçirmek çok güç ve övülmeye değer bir şeydir.
PLATON
Bir yerde gören göz yoksa, orada güzellikler ve çirkinlikler birbirine eşittir.
H. ŞİRAZİ
Günümüzde insanlar her şeyin kıymetini biliyor, hiçbir şeyin değerini bilmeksizin. Görüşler, görünüşe akseder.
A. CEMİL
Kalın telden ince ses çıkmaz.
F. YAKAR
İyi yontulmuş taşlar, harca lüzum kalmadan kendiliklerinden birleşirler.
ÇİÇERO
Dünyanın en yoksul insanı, paradan başka bir şeyi olmayandır.
SHOPENHOUER
Bir bahçe ve kitaplığın varsa hiçbir eksiğin yok demektir.
ÇİÇERO
Varolur varolmaz bir dil içine doğarız ve dil bizimle konuşur; kendi yasasını, bir ölüm yasasını bize zorla kabul ettirir.
H. CIXOUS
Kitap okumayan bir kimsenin, okuma bilmeyene karşı bir üstünlüğü yoktur.
M. TWAIN
Cahil insan gül olsa da koklama.
A. A. VEYSEL
Tanrı yükler verdi,aynı zamanda omuzlarda.
Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür.
EFLATUN
Kaplumbağaya dikkat et. Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebiliyor.
J.B. CONONT
Dünya düşünürler için bir komedi, hissedenler için bir trajedidir.
H. WALPOLE
Bir insanın yaşamından değerli bir şeyi yoksa, o insanın yaşamının da değeri yoktur.
TAGORE
Akıllı bir insan aklını kullanır,daha akıllı insan başkalarının da aklını kullanır.
B. B. SHAW
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur.
H. RICKOVER
Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak.
KONFİÇYÜS
Cevizin kabuğunu kırıp içine inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.
GAZALİ
Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denilmektedir.
J. CHRISTIAN
Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.
EFLATUN
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler, ama ne düşüneceğinizi asla!..
SOCRAT
Asla aldatılmayız, kendi kendimizi aldatırız.
GOETHE
En kritik an, şu andır ve her an yanı başımızdadır.
M. AURELIUS
Ne için burada olduğumuzu bilmiyorum ama, keyif çatmak için burada olmadığımızdan eminim.
L. WITTGENSTEIN
En kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır.
DEMOSTHENES
Hayatımızda işlediğimiz hataların çoğu, düşünmemiz gereken yerde hissetmekten, hissetmemiz gereken yerde düşünmekten ileri gelir.
J. COLBINS
Zaman büyük bir öğretmendir. Ne yazık ki bütün öğrencilerini öldürür.
C. C. GOETZ
Akıllı insan, düşündüğü şeyi söylemez, fakat söyleyeceği her şeyi düşünerek söyler.
ARISTOTELES
Gelenekler, beklenmeyenin gerçekleşmesini önlemeye yönelik toplu çabalardır.
B. TOBER
Bilgeliğin ilk adımı her şeyden şikayet etmek, sonuncusu ise her şeyle uyuşmaktır.
LICHTENBERG
Susmak, dayanılması çok güç bir cevaptır.
CHESTERTON
Bazı kişiler henüz benliklerini bulamadıklarını söylerler ama benlik insanın bulduğu değil yarattığı şeydir.
T.SZASZ
Gölge doğuşunu ışığa borçludur.
JOHNGAY
Belleğim “bunu sen yaptın” diyor , gururum “bunu sen yapamazsın” diyor. Sonunda belleğim gurura boyun eğiyor.
F.NIETZSCHE
Akıllı görünme çabası, çoğu zaman akıllı olmayı engeller.
L.ROCHEFOUCAULD
“Değişim ne zaman gereklidir?” sorusuna verilecek en iyi yanıt, “Gerekli hale gelmeden” dir.
C.MOLLER
Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır.
M.S. FOBES
Kadınsız devrim olmaz; devrimsiz kadın kurtulmaz.
R.LUXENBURG
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır. Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
A.BEHRAMOĞLU
Büyümek için büyümek, bir kanser hücresinin ideolojisidir.
E.ABBEY
Hakikat, olanın gizinin çözülmesi ve ortaya çıkmasıdır.
HEIDEGGER
Bilmeyen ve bilmediğini bilen, çocuktur.
Ona öğretin.
Bilen ve bilmediğini bilmeyen, uykudadır.
Onu uyandırın.
Bilmeyen ve bilmediğini bilen, aptaldır.
Ondan sakının.
Bilen ve bildiğini bilen, liderdir.
Onu izleyin.
K’UNG-FU-TZU
Eğitimin kökleri acı fakat meyveleri tatlıdır.
ARISTOTELES
Herkes insanlığı değiştirmeyin düşünür. Ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez.
V.HUGO
Sevmek mutluluğumuzun bir başkasının mutluluğu içine yerleştirmek demektir.
W.V.LUBREITZ
Sevgi bir garanti olmadan kendimize yükleminde bulunmak; sevilen kişide, bizim sevgimizle sevgisinin oluşacağı umuduyla kendimizi tümüyle vermektir. Sevgi bir inanç eylemidir. Kimin biraz inanç varsa onun aynı zamanda biraz sevgisi de vardır.
E.FRROM
Biz hepimiz o denli şok birlikte olduğumuz halde hepimiz yalnızlıktan ölüyoruz.
A.SCWITZER,
Kişi sevince artık kendi dışındaki güçlerin insafına kalmış olmaz çünkü kendisi de güçlü bir varlık haline gelmiştir.
L.BUSCAGLIA
İnsanlar başaklara benzer. İçleri boşken başları havadadır; doldukça eğilir.
MONTAIGNE
Gülümseme iki insan arasındaki en kısa mesafedir.
V.BORGE
Gençliği anlamaz hale gelmişseniz, dünyadaki işiniz bitmiştir demektir.
Hz. ALİ
Esnek insanlar asla kırılmazlar.,
B.KARİM
Acıda her zaman tadılmayan muhteşem bir zevk vardır.
W.MASON
Adalet evrenin ruhudur .
Ö.HAYYAM
Akıllı adam hem kitapları, hem de doğrudan doğruya hayatı okur.
L. TUTANG
Para bizzat cemaat olduğundan,karşısında başka cemaatlere tahammül edemez
K.MARX
Erkek burjuvazidir ve karısı proletaryayı temsil eder.
F.ENGELS
Eğer bütün insanlar doğuştan özgürse, nasıl oluyor da tüm kadınlar köle doğuyor.
M.ASTELL
Doğal olmayanın yalnızca alışılmış olmayan anlamına geldiği, alışılırmış olan her şeyin de doğal gözüktüğü bir gerçektir.
J.S.MILL
Ya insan ırkının hiçbir üyesinin gerçek hakkı yoktur, ya da aynı haklara sahiptir.
M.CONDORCET
İyilik severlik daima eşit olmayan iki tarafın varlığını gerektirir.
F.BERKTAY
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.
MONTAIGNE
Hepimiz kahkahalarımızı göz yaşlarımızla ödüyoruz.
P.SAFA
Her büyük sanatçı, sanata kendi damgasını vurur.
V.HUGO
Her şeyin başlangıcı küçüktür.
CICERO
Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır.
M.HEAD
Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir.
W.SHAKESPEARE
Hiçbir şey, ele geçince hayalde olduğu kadar güzel kalmaz.
N.R.NASH
İki günü eşit olan ziyandadır.
Hz.MUHAMMED
İlim öyle bir şeydir ki sen ona tüm gücünü vermedikçe o sana yarısını bile vermez.
E.YUSUF
İlimle geçen bir gece , ibadetle geçen bin geceden hayırlıdır.
Hz.MUHAMMED
İnsan; düşünmek , sevmek, inanmak için dünyaya gelmiştir.
J.J.ROUSSEAU
İnsan eğitimle doğmaz, ama eğitimle yaşar.
CERVANTES
İnsan, gülmediği günü, yaşadım diye hayat defterine kaydetmemelidir.
SOKRA
İnsan, hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeylerle geçirir.
DIDEROT
İnsan hür olarak yaratılmış, zincire vurulmuş olarak bile doğsa, yine hürdür.
SCHILLER
İnsan ne kadar çok okursa o kadar çok yükselebileceğini bilmelidir.
O.J.BANGS
İnsan zaman öldürmek için değil; faydalı hoş bir an geçirmek için okumalıdır.
O.GOITMIDH
İnsanın dostu yoktur, saadetin dostu vardır.
NAPOLEYON
İnsan kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.
EFLATUN
İnsanlar birbirleri içindir; birbirlerine aittir.
GOETHE
İnsanlar önce para kazanmak için sağlıklarını, sonra da sağlıklarını kazanmak için paralarını verirler.
GOETHE
İş bizden iki fenalığı uzaklaştırır: can sıkıntısı, kötülük.
VOLTAIRE
İşin güç kısmı, adam olmak değil, adam kalmaktır.
A.MAZERELLES
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.
V.HUGO
İyiliğe gücün yetmezse, kötülük etme.
ARİSTO
İyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü herkes.
C. ŞAHABETTİN
Kabukta dolaşan böcek, meyvenin tadını alamaz.
SAHSUVAR
Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılır mı?
LUKIANOS
Kendi dilini bilmeyen başka dil öğrenemez.
B.SHAW
Kendisini pek çok seven , çevresinde pek az sevilir.
C. ŞAHABETTİN
Kıskanç daha çok sever, fakat kıskanç olmayan daha iyi sever.
MOLIER
Kıskançlığımızı ancak sevgi ile yenebiliriz.
GOETHE
Kim büyük fikirler için yaşıyorsa, kendisini unutmalıdır.
LA EDRI
Kitapsız yaşamak, kör sağır, dilsiz yaşamaktır.
SENECA
Konuşama, insanın aklını kullanma sanatıdır.
EFLATUN
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır.
GOETHE
Korkunun kaynağı bilgisizliktir.
EMERSON
Kötü haberlerin kanatları vardır, iyi haberlerin ayakları bile yoktur.
M.CAVENDISH
Kral da dilenci de aynı iştahla acıkırlar.
MONTAIGNE
Kusurlarınızı hemen söyleyecek arkadaşlar bulun.
BOILEAU
Küçük hediyeler dostluk,büyük hediyeler sevgi meydana getirir.
LICTERBERG
Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli bir şey yoktur.
S.ZWEIG
Leyla’nın güzelliğine ancak Mecnun gözüyle bakmalısın ki onu seyretmenin sırrı sana da görünsün.
SADİ
Namuslu birisini aldatmak kadar kolay bir şey yoktur.
LA FONTAINE
Nankörlük,zayıf insanların işidir,kudretli insanlar içinde asla nankör olana rastlamadım.
GOETHE
Ne kadar bilirsen bil,söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.
MEVLANA
Nezaket hiçten gelir; ama her şeyi satın alır.
DR.V.PAUCHET
Okullar demokrasinin kalesidir.
H.MANN
Okumak;haz duymaya,zihnimizi beslemeye,yeteneklerimizi arttırmaya yarar.
F.BACON
Okumak;insana olgunluk,konuşmada canlılık,yazmada açıklık verir.
F.BACON
Öğrenmek pahalıdır ama cehalet çok daha pahalıdır.
H.CLAUSEN
Öğretmen bir kandile benzer,kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
RUFFINI
Ömrünü seyahatle geçirenler bir çok otelci bulur,ama dostluk kuramaz.
SENECA
Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.
EINSTEIN
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için sabah olduğunu sanırlar.
G.DUMANT
Para arttıkça,para sevgisi de artar.
JUVERAL
Para ile satın alınan sadakat,daha fazla para ile de satılır.
SENECA
Resim,sözcüksüz şiirdir.
HORATIUS
Sağlık bir beden değil,bir kafa meselesidir.
M.B.EDDY
Sanat,doğaya eklenmiş insandır.
F.BACON
Sanat hem bir coşma,hem bir yadsıma işidir.
A.CAMUS
Sanat,insanın doğaya eklediği bir şeydir.
ALAIN
Sanat,özgürlük tarafından emzirildikçe büyür.
SCHILLER
Sanat,şiddeti ortadan kaldırmalıdır,yalnız o yapabilir bunu.
TOLSTOY
Sanat toplumsal bir çabadır;toplumdan gelir,topluma döner.Fakat gelenle giden
aynı şey değildir.
A.İLHAN
Sanatın düşmanı bilgisizliktir.
S.JOHNSON
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
M.KEMAL ATATÜRK
Sanatta temel olan,yeni ve kişisel bir şey söylemektir.Büyük sanatçı bununla belli olur.
L.TOLSTOY
Saygı olmayan yer de aşk da olmaz.
E.ZOLA
Sevdiği bir işi bulan insan mutludur.
T.CARLYLE
Sevdiklerimize vereceğimiz en değerli hediye,ne altın ne de mücevher.Yalnız kendimizden bir küçük parça.
R.W.EMERSON
Size yapılan en ufak yardımı sakın unutmayınız,yaptığınız en büyük yardımı ise
hiçbir vakit hatırlamayınız.CHILON
Suçu toplum hazırlar,suçlu işler.
BUCKLE
Susan bir bilgin,bir kelime söylemeyen aptaldan farksızdır.
MOLIERE
Susmayı bilmek söylemeyi bilmekten daha nadir bir meziyettir.
AMBROISE
Şair,her şeyden önce yaşadığı toplumun sorunlarına,giderek tüm dünyaya karşı sorumludur.
P.NERUDA
Şerefli bir ölüm,şerefsiz bir ömürden daha iyidir.
TACITUS
Şiir benim içimde bir amaç değil,tutkudur.
E.A.POE
Şiir,düşüncelerle değil,sözcüklerle yazılır.
MALLARME
Şiir,güzellikte çarpışan tek gerçektir.
GLFILLON
Şiir,hem ozanın hem de yazıldığı çağın resmidir.
E.STINUS
Şiirin,düzyazıdan ayrıldığı nokta şudur:Az sözcükle çok şey söylemek.
VOLTAIRE
Talebelerine öğrenme arzusu aşılayamayan bir öğretmen soğuk demiri döven bir demirci gibidir.
H.MANN
Tam dostluk benzer arkadaşlar arasında olur.
F.NIETZCHE
Tatlı dil,her kapıyı açan sihirli bir anahtardır.
MONTAIGNE
Tatlı sözler,şiddetli bir öfkeye karşı en tesirli ilaçtır.
AISKHYOS
Tilki,kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı?
TRUMAN
Toplumun insanlık özelliği,güzel sanatlarla beslenir.
İ.İNÖNÜ
Tüm sanatlar kardeştir,hepsi de birbirinin ışığı altında ilerler.
VOLTAIRE
Türk ulusunun tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onlarda yükselmektir.
M.K.ATATÜRK
Ulusların zenginliği ipek,pamuk,altın değil,insandır.
R.HOVEY
Umut insanı uyandıran bir rüyadır.
ARISTO
Unutma ki ağzında bal olan arını kuyruğunda iğnesi vardır.
LYLY
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.
M.E.YURDAKUL
Uşağım dahi olsa, hatalarımı düzelten efendim olur.
GOETHE
Ümidini kaybetmiş olanın,başka kaybedecek şeyi yoktur.
BOLSE
Ya sus ya da susmaktan daha değerli şeyler söyle.
PHTAGORE
Gerçekçi ol imkansızı iste.
CHE GUEVARA
Yalanı söküp atmadan gerçeği dikmeye çalışma!Tutmaz.
C.ŞAHABETTİN
Yalnız kendi nefsini düşünerek dost arayan, hizmetçi arıyor demektir.
C.ŞAHABETTİN
Yanıldığını asla kabul etmeyenler, en çok yanılanlardır.
LA ROCHEFOUCAULD
Yapılmış küçük işler, planlanmış büyük işlerden çok daha iyidir.
P.MARSHALL
Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niçin bugünden başlamıyorsun?
EPIKTETOS
Yaşam kısa, sanat uzundur.
HIPPOKRATES
Yaşamak solumak değil, çalışmaktır.
J.J.ROUSSEAU
Yaşamanın amacı, hoşa gitmeyen şeylerden kaçmak değil, hoşa gitmeyen şeyleri yenmektir.
F.W.FOERSTER
Yenilince ümitsizliğe kapılma, her başarısızlıkta bir zafer arzusu yatar.
G.MARTIN
Yiğit olan sırrını kimseye demez, kötü kalbindekini dile getirir.
KARACAOĞLAN
Yurdu savunmanın en ucuz yolu, eğitimdir.
BURKE
Zafer, iradededir.
NAPOLYON
Zevke esir olan değil, hakim olan mesuttur.
ARISTIPAS
Zorluk çeken rahat bulur.
ŞİNASİ
Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir.
K.JASPERS
Ben yalnız bir şey bilirim o da hiç bir şey bilmediğimdir.
SOKRAT
Kalbin öyle duyuşları var ki akıl onlara asla sahip değil…
B.PASCAL
Hayatın her anı mana doludur.
L.TSE
Beni rozet yapma sanatına memur etselerdi rozetçiliğin felsefesini yapardım.
E.RENAN
Düşünmek, ruhun varlığının ispatıdır.
AUGUSTINUS
Doğadaki sayısız güzellikler hayatın bilinmeyen derinliklerindeki estetik zenginliğin belgeleridir.
M.SCHELER
Mutluluk doğru ve güzel düşüncelerle düşünebilmeyi bilmektir.
ARISTOTALES
Bilim ve bilgelik, insan ruhunu doğanın üstüne yükseltir.
S.ERIUGENA
Bilimsel gerçekler üzerinde anlaşmak varken, kelime yığınlarıyla kavga etmek niçin?
F.BACON
Tanrı bize her şeyi bilmek hatta kendisini de bilmek yeteneğini vermiştir.
AUGUSTINUS
Mükemmel bir alemde mevcut olan her şey en iyi şekildedir.
LEIBNIZ
Hakikatin ölçüsü bizzat hakikat ve ona mahsus olan apaçıktır. Hakikat kendi kendisi sayesinde doğrudur.
SPINOZA
Gerçeği aklın ışığı ile ara.
R.DESCARTES
Söylediklerini onaylamıyorum, fakat ölümüne de olsa konuşma hakkını savunacağım.
VOLTAIRE
“Savaş istiyoruz!”. En önce vuruldu bunu yazan.
B.BRECHT
Sevgi, bilgi ve çalışmanın ne vatanı, ne gümrük duvarı, ne de üniforması vardır.
S.FREUD
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur.
A.EINSTEIN
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.
U.MUMCU
Hayal etmek, bilmekten daha önemlidir.
A.EINSTIEN
Fikir, aza sahip olan değil, çoğu isteyendir.
L.A.SENECA
Kimin değil, neyin doğru olduğu önemlidir.
T.HUXLEY
Bir insan başarısızlıkları için başkalarını suçluyorsa, başarılarının şerefini de başkalarına vermesi gerekmez mi.
H.W.NEWTON
Ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz..
KONFİÇYÜS
Akıllı konuşur, çünkü söylemek istedikleri vardır. Aptal konuşur, çünkü bir şeyler söylemek zorunda olduğunu sanır.
PLATON
İnsanlara en büyük iyilik, akıllarını kullanmayı öğretmektir.
MOLLIERE
İstemek yetmez, şiddetle arzulamamız gerekir.
OVIDIUS
Kendi omzuna tırman, başka nasıl yükselebilirsin ki?
F.NIETZCHE
Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz.
B. NECATİGİL
Eğer ağaca çıkmak istiyorsanız, yıldızlara çıkmaya niyet edin.
KONFİÇYÜS
Hırs bir teknenin yelkenlerini şişiren rüzgara benzer. Fazlası tekneyi batırır, azı tekneyi olduğu yerde saydırır.
VOLTAIRE
Uzağı düşünemeyen üzüntüye yakındır.
KONFİÇYÜS
Başkalarının izinden giden, kendi izini bırakamaz.
KONFİÇYÜS
Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
Y.EMRE
Herkes bir konuda benimle aynı görüşü paylaşıyorsa, şüphe etmeye başlarım.
O.WILDE
Aptallığın en açık kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp, değişik sonuç almayı beklemektir.
A.EINSTEIN
Mücadele eden yenilgiye uğrayabilir, mücadele etmeyen zaten yenilmiştir.
B.BRECHT
Oyun bitince, şah da piyon da aynı kutuya konur.
SOCRATES
Kendini bil.
SOKRATES
İnsan haklarının evde başlaması gerekir.
E.GALEANO
Aklını kullanma cesaretini göster.
I.KANT
Bozulduğu zaman insandan daha korkunç yaratık yoktur.
SOPHOKLES
Şöhret, ancak küçük dozlarda alındığında faydalı olan bir zehirdir.
H.BALZAC
Bütün yanlışlıkların altında gurur yatar.
RUSKIN
Yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil, rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir.
ÇİÇERO
Hiçbir mücadele yoktur ki ahlak esaslarına dayanmadan yürüyebilsin.
M.K.ATATÜRK
Yükselmenin en alçakça sı, zayıfların sırtına basarak olanıdır.
SCHILLER
Büyük insanların amaçları vardır, diğerlerinin ise sadece istekleri.
W.IRVING
Düşünce yeteneğimizi öldüren en büyük düşmanımız alışkanlıklarımızdır.
S.MAUGHAM
Bazen sesini duyulabilmen için susman gerekir.
S.LE
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu, uyanmaktır.
S.M.POWER
Vicdani tertemizdi zira onu hiç kullanmamıştı.
S.LEE
Hayır demek kolaydır çünkü evet dinilince yapılacak iş çıkacaktır.
SEIFRIDGE
Ben size Ay’ı gösteriyorum. Siz benim parmağıma bakıyorsunuz.
MAD
Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin, Can suyunu aramadaysan Can’sın Sen. Ne’yi arıyorsan O’sun Sen.
Mevlana
Sayısız güzellik doğar da her günde, birini sevmek için bir ömür yetmez.
F.N.ÇAMLIBEL
Adaletin bulunmadığı yerde herkes suçludur.
DUVERGER
Fizik kendini ****fizikten sakın
NEWTON
Herkesin birbirine benzediği yerde hiç kimse yoktur.
M.FOUCAULT
Dışarıda bırakılmak içeri kapatılmakla aynı şeydir.
M.FOUCAULT
Diz çök inanırsın.
PASCAL
İktidar kirletir, mutlak iktidar mutlaka kirletir.
BAKUNIN
Mülkiyet hırsızlıktır.
PROUDHON
Eğer biri her şeyi biliyorsa hiç kimse özgür iradeye sahip değildir.
T.SHILK
Nedensel olarak belirlenmiş bir dünyada yanlış veya doğru yoktur.
SKINNER
İnsan yaşamak istediği şey için ölür.
H.MILLER
Biz görünmek için yüzümüzü kapatıyoruz.
K.MARCOS
Lüksün içinde suç vardır.
R.BARTHES
Deliyle bilge arasındaki fark: birincisi tutkulara, ikincisi aklına boyun eğmiştir.
ERASMUS
İçimizdeki buzulu kıracak olan baltadır kitaplar.
BACHMAN
Kadim sınıf ayrımı kadınla erkek arasındadır.
S.FIRESTONE
Hiçbir şeyi değiştirmemek için her şeyi değiştirmek gerekir.
LAMPEDUSA
Belirleyici olan nereye bakıldığı değil nereden bakıldığıdır.
P.CARDEN
Biz zengin olduk, çünkü bunun için bazıları öldü, bazı kıtalar tamamen boşaldı.
SOMBART
Kavramların eksik olduğu yerde sözcükler yerleşir.
GOETHE
Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan dünyevileşiyor en sonunda insanlar hayatlarının gerçek koşullarıyla ve diğer insanların ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyor.
K. MARX
İnsanı savunuyorum çünkü düştüğünü gördüm.
A. CAMUS
Yeninin ilk görünümü dehşettir.
H. MULLER
Hayır diyeni sevmeyiz, tamam efendim demenin ne kadar tehlikeli olduğunu kutsal kitaplardan öğrenmeye çalışırız.
KIERKECARD
Kabilemizde yamyam kalmadı,son yamyamı dün yedik.
SANTNER
Günümüzde vahşet o kadar derindir ki; artık trajik onur düzeyine yüceltilemez.
S. ZIZEK
Burjuvazi dini şevki, kahramanca cesareti, en ilahi coşkunlukları bencil hesapların buzlu sularında boğdu.
K. MARX
Devrim yapamazsın devrim olabilirsin.
U. LEGUIN
Söyle ve ruhunu kurtar.
F. NIETZSCHE
Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser kapitalizm.
K. MARX
Saray: Saltanat, savaş zulümdür; tekkeler, dervişler, ulema bu zulümün ürünüdür.
Ş. BEDRETTİN
Başarıyla övünmek, onu en kötü biçimde kullanmaktır.
MAUPASONT
Hiçbir çağda insan bugün olduğu kadar isteklerinin kölesi haline gelmemiştir.
A. ÖZDENÖREN
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır.
MEVLANA
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
C. MERİÇ
Alemde, alimlerin yağcılığı olmasaydı, zalimlerin zulme cesaretleri olmazdı.
İ.A.E. HANİFE
İnsan, alışkanlıklarının ******dur.
İ. HALDUN
Açlık yıllarında ölenleri açlık öldürmez, onları alışmış oldukları tokluk öldürür.
İ. HALDUN
Tiranlığa direnmek, Tanrıya itaat etmektir.
S.B. ANTHONY
Cahil insanlar özgürlükleri koruyamazlar.
N. GIOVANNI
Erkek kardeşlerimizden tek istediğim, ayaklarını boğazlarımızdan çekmeleridir.
S. GRIMKE
Sırrını saklarsan o sana esir olur, yayarsan sen ona esir olursun.
İ. SİNA
Oy kurşun gibidir. Bir hedef gözetmediğiniz taktirde kullanmayın. Eğer hükümet ödediğimiz vergilerle bizi koruyamıyorsa, ödediğimiz vergilerin bir kısmini silah almak için ayırmaktan çekinmeyeceğiz. Seçenek, oy yada kurşundur.
MALKOLM X
Irkçılık olmadan kapitalizm olmaz.
MALKOLM X
İster mermi kullansın, ister oy pusulası; insan iyi nişan almalı, kuklayı değil, kuklacıyı vurmalı.
MALKOLM X
Yaşamak sanat, birlikte yaşamak büyük sanattır.
M. SAİD
Keskin dişli kaplana acımak, zavallı koyunlara haksızlıktır.
MEVLANA
Bazen susmak, söylenen bir çok sözden daha tesirli olur.
MONTESQUEIU
Yanıldığını kabul etmek yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektedir.
C. MERİÇ
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. Kardeşçe yaşamayı...
M.L. KING
Küçük şeylere gerektiğinden fazla önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.
EFLATUN
İnsanlar sabırsız oldukları için cennetten kovuldular, tembel oldukları için geri dönemiyorlar.
KAFKA
Hiçbir şey kadının itibarını erkeğe dişiliğiyle ulaşmaya çalışması olgusundan daha fazla zarar veremez.
H.S. BLATCH
Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.
EMERSON
Adem adam olmayınca, adam etmez ademi;
Ademe adam gerek, adam ede ademi.
Büyük işler kuvvetle değil sebatla başarılır.
JOHNSON
Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar.
GOETHE
İyi düşün, güzel hisset, yanılma, aldanma. Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma!
MEVLANA
Çocukluğumuzda daima bir an vardır ki, kapı açılır ve geleceği içeri alır.
G. GREENE
Eğitimle olabilecek şeyi, kanunla yapmaya çalışmamalıdır.
MONTESQUIEU
Konuşun, tanışın; çünkü kişi dilinin altıda gizlidir.
Hz. ALİ
Kaptanı Nuh olan kişi, denizin dalgasından korkar mı?
SADİ
Rahatlık içinde düşünce uykuya dalar.
A. GIDE
Kötülük yapabilmek ellerindeyken, bütün ömrünü doğrulukla geçirmek çok güç ve övülmeye değer bir şeydir.
PLATON
Bir yerde gören göz yoksa, orada güzellikler ve çirkinlikler birbirine eşittir.
H. ŞİRAZİ
Günümüzde insanlar her şeyin kıymetini biliyor, hiçbir şeyin değerini bilmeksizin. Görüşler, görünüşe akseder.
A. CEMİL
Kalın telden ince ses çıkmaz.
F. YAKAR
İyi yontulmuş taşlar, harca lüzum kalmadan kendiliklerinden birleşirler.
ÇİÇERO
Dünyanın en yoksul insanı, paradan başka bir şeyi olmayandır.
SHOPENHOUER
Bir bahçe ve kitaplığın varsa hiçbir eksiğin yok demektir.
ÇİÇERO
Varolur varolmaz bir dil içine doğarız ve dil bizimle konuşur; kendi yasasını, bir ölüm yasasını bize zorla kabul ettirir.
H. CIXOUS
Kitap okumayan bir kimsenin, okuma bilmeyene karşı bir üstünlüğü yoktur.
M. TWAIN
Cahil insan gül olsa da koklama.
A. A. VEYSEL
Tanrı yükler verdi,aynı zamanda omuzlarda.
Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür.
EFLATUN
Kaplumbağaya dikkat et. Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebiliyor.
J.B. CONONT
Dünya düşünürler için bir komedi, hissedenler için bir trajedidir.
H. WALPOLE
Bir insanın yaşamından değerli bir şeyi yoksa, o insanın yaşamının da değeri yoktur.
TAGORE
Akıllı bir insan aklını kullanır,daha akıllı insan başkalarının da aklını kullanır.
B. B. SHAW
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur.
H. RICKOVER
Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak.
KONFİÇYÜS
Cevizin kabuğunu kırıp içine inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.
GAZALİ
Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denilmektedir.
J. CHRISTIAN
Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.
EFLATUN
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler, ama ne düşüneceğinizi asla!..
SOCRAT
Asla aldatılmayız, kendi kendimizi aldatırız.
GOETHE
En kritik an, şu andır ve her an yanı başımızdadır.
M. AURELIUS
Ne için burada olduğumuzu bilmiyorum ama, keyif çatmak için burada olmadığımızdan eminim.
L. WITTGENSTEIN
En kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır.
DEMOSTHENES
Hayatımızda işlediğimiz hataların çoğu, düşünmemiz gereken yerde hissetmekten, hissetmemiz gereken yerde düşünmekten ileri gelir.
J. COLBINS
Zaman büyük bir öğretmendir. Ne yazık ki bütün öğrencilerini öldürür.
C. C. GOETZ
Akıllı insan, düşündüğü şeyi söylemez, fakat söyleyeceği her şeyi düşünerek söyler.
ARISTOTELES
Gelenekler, beklenmeyenin gerçekleşmesini önlemeye yönelik toplu çabalardır.
B. TOBER
Bilgeliğin ilk adımı her şeyden şikayet etmek, sonuncusu ise her şeyle uyuşmaktır.
LICHTENBERG
Susmak, dayanılması çok güç bir cevaptır.
CHESTERTON
Bazı kişiler henüz benliklerini bulamadıklarını söylerler ama benlik insanın bulduğu değil yarattığı şeydir.
T.SZASZ
Gölge doğuşunu ışığa borçludur.
JOHNGAY
Belleğim “bunu sen yaptın” diyor , gururum “bunu sen yapamazsın” diyor. Sonunda belleğim gurura boyun eğiyor.
F.NIETZSCHE
Akıllı görünme çabası, çoğu zaman akıllı olmayı engeller.
L.ROCHEFOUCAULD
“Değişim ne zaman gereklidir?” sorusuna verilecek en iyi yanıt, “Gerekli hale gelmeden” dir.
C.MOLLER
Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır.
M.S. FOBES
Kadınsız devrim olmaz; devrimsiz kadın kurtulmaz.
R.LUXENBURG
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır. Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
A.BEHRAMOĞLU
Büyümek için büyümek, bir kanser hücresinin ideolojisidir.
E.ABBEY
Hakikat, olanın gizinin çözülmesi ve ortaya çıkmasıdır.
HEIDEGGER
Bilmeyen ve bilmediğini bilen, çocuktur.
Ona öğretin.
Bilen ve bilmediğini bilmeyen, uykudadır.
Onu uyandırın.
Bilmeyen ve bilmediğini bilen, aptaldır.
Ondan sakının.
Bilen ve bildiğini bilen, liderdir.
Onu izleyin.
K’UNG-FU-TZU
Eğitimin kökleri acı fakat meyveleri tatlıdır.
ARISTOTELES
Herkes insanlığı değiştirmeyin düşünür. Ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez.
V.HUGO
Sevmek mutluluğumuzun bir başkasının mutluluğu içine yerleştirmek demektir.
W.V.LUBREITZ
Sevgi bir garanti olmadan kendimize yükleminde bulunmak; sevilen kişide, bizim sevgimizle sevgisinin oluşacağı umuduyla kendimizi tümüyle vermektir. Sevgi bir inanç eylemidir. Kimin biraz inanç varsa onun aynı zamanda biraz sevgisi de vardır.
E.FRROM
Biz hepimiz o denli şok birlikte olduğumuz halde hepimiz yalnızlıktan ölüyoruz.
A.SCWITZER,
Kişi sevince artık kendi dışındaki güçlerin insafına kalmış olmaz çünkü kendisi de güçlü bir varlık haline gelmiştir.
L.BUSCAGLIA
İnsanlar başaklara benzer. İçleri boşken başları havadadır; doldukça eğilir.
MONTAIGNE
Gülümseme iki insan arasındaki en kısa mesafedir.
V.BORGE
Gençliği anlamaz hale gelmişseniz, dünyadaki işiniz bitmiştir demektir.
Hz. ALİ
Esnek insanlar asla kırılmazlar.,
B.KARİM
Acıda her zaman tadılmayan muhteşem bir zevk vardır.
W.MASON
Adalet evrenin ruhudur .
Ö.HAYYAM
Akıllı adam hem kitapları, hem de doğrudan doğruya hayatı okur.
L. TUTANG
Bir bilgeye sormuşlar
Bir bilgeye sormuşlar:
"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?
"Terzimi severim," diye cevap vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar:
"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor?
O da nereden çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş:
"Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir.
Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler.
Bir bilgeye sormuşlar:
- Bir insanın zekasını nereden anlarsınız?
- Konuşmasından.
- Ya hiç konuşmazsa?
- O kadar akıllı insan yoktur ki!..
Bir bilgeye nasıl bu kadar doğru kararlar alabildiğini sormuşlar,
"Deneyim" demiş. O deneyimi nasıl kazandın, diye sormuşlar "Hatalarımla" demiş
Bir bilgeye " Nasıl insan oluruz?" diye sormuşlar
"Üç adım atlama" gibi bir cevap vermiş bilge kişi:
Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir, İnsanlığa attığın ilk adım budur…
Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın.
Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman insan olursun
Bilgeye sormuşlar dünya da en güzel şey ne diye?
´Sevmek´ demiş…
Peki sonra? demişler…
´Sevilmek´ demiş…
Peki neden sevmek sevilmekten önce geliyor? demişler…
O da demiş ki ´insan sevdiğine sevildiğinden daha çok emindir..
Akıllı insan zor duruma düştüğünde o durumdan çıkmayı başaran insandır
Bilge insan o duruma düşmeyen insandır…
Bilgeye Sormuşlar;
insan neden dilek diler?
insan gerçekleşmesi için diler, ama bilmez ki gerçekleştirmek için dilemek gerek.
Bir bilgeye sormuşlar en mutlu insan kimdir. İşte o dağdaki çobandır demiş.
Neden diye sormuşlar. Çünkü demiş insan bildikleriyle yaşar, onun
bildikleri koyunları ve çevresiyle sınırlı kendisini mutsuz edecek veya kafasını karıştıracak fazla bir bilgiye sahip değil
"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?
"Terzimi severim," diye cevap vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar:
"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor?
O da nereden çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş:
"Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir.
Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler.
Bir bilgeye sormuşlar:
- Bir insanın zekasını nereden anlarsınız?
- Konuşmasından.
- Ya hiç konuşmazsa?
- O kadar akıllı insan yoktur ki!..
Bir bilgeye nasıl bu kadar doğru kararlar alabildiğini sormuşlar,
"Deneyim" demiş. O deneyimi nasıl kazandın, diye sormuşlar "Hatalarımla" demiş
Bir bilgeye " Nasıl insan oluruz?" diye sormuşlar
"Üç adım atlama" gibi bir cevap vermiş bilge kişi:
Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir, İnsanlığa attığın ilk adım budur…
Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın.
Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman insan olursun
Bilgeye sormuşlar dünya da en güzel şey ne diye?
´Sevmek´ demiş…
Peki sonra? demişler…
´Sevilmek´ demiş…
Peki neden sevmek sevilmekten önce geliyor? demişler…
O da demiş ki ´insan sevdiğine sevildiğinden daha çok emindir..
Akıllı insan zor duruma düştüğünde o durumdan çıkmayı başaran insandır
Bilge insan o duruma düşmeyen insandır…
Bilgeye Sormuşlar;
insan neden dilek diler?
insan gerçekleşmesi için diler, ama bilmez ki gerçekleştirmek için dilemek gerek.
Bir bilgeye sormuşlar en mutlu insan kimdir. İşte o dağdaki çobandır demiş.
Neden diye sormuşlar. Çünkü demiş insan bildikleriyle yaşar, onun
bildikleri koyunları ve çevresiyle sınırlı kendisini mutsuz edecek veya kafasını karıştıracak fazla bir bilgiye sahip değil
İlginç çeviriler
DERS 1)
"Bir Türkçe kelime 17 İngiliz kelimesine bedeldir."
- Afyonkarahisarlılaştıramadıklarımızdanmısınız ?
İngilizce tercümesi:
-Are you one of those people whom we unsuccessfully tried to make
resemble the citizens of Afyonkarahisar?
DERS 2)
Yeni baslayanlar için tercüme cümlesi :
Üç cadı üç Swatch saate bakıyorlar. Hangi cadı hangi Swatch saate
bakıyor?
İngilizce tercümesi:
-Three witches watch three Swatch watches. Which witch watch which
Swatch watch?
DERS 3)
Simdi ileri derece tercüme cümlesi :
Üç travesti cadı üç Swatch saatin butonuna bakıyorlar.Hangi cadı hangi
Swatch saatin butonuna bakıyor?
Ingilizce tercumesi:
-Three switched witches watch three Swatch watch's switches.Which
switched witch watch which Swatch watch's switch?
"Bir Türkçe kelime 17 İngiliz kelimesine bedeldir."
- Afyonkarahisarlılaştıramadıklarımızdanmısınız ?
İngilizce tercümesi:
-Are you one of those people whom we unsuccessfully tried to make
resemble the citizens of Afyonkarahisar?
DERS 2)
Yeni baslayanlar için tercüme cümlesi :
Üç cadı üç Swatch saate bakıyorlar. Hangi cadı hangi Swatch saate
bakıyor?
İngilizce tercümesi:
-Three witches watch three Swatch watches. Which witch watch which
Swatch watch?
DERS 3)
Simdi ileri derece tercüme cümlesi :
Üç travesti cadı üç Swatch saatin butonuna bakıyorlar.Hangi cadı hangi
Swatch saatin butonuna bakıyor?
Ingilizce tercumesi:
-Three switched witches watch three Swatch watch's switches.Which
switched witch watch which Swatch watch's switch?
BİLMECELER VE CEVAPLARI
Hangi tene krem sürülmez?
Antene
Trenler ne zaman üşürler?
Haydutlar soyduğu zaman
Hangi piller patlar?
Torpiller
Kirpiler nasıl oyun oynarlar?
Çok dikkatli
Buzdolabına giren sineğe ne olur?
Yazık olur
Domates nasıl kızarır?
Yüzüne tokat atınca
Deniz niçin tuzlu olur?
Balıklar kokmasın diye
İçini boşaltınca büyüyen şey nedir?
Çukur
Kral tacına ne demiş?
Başımın üstünde yerin var
Minareye çıkan fil ne demiş?
Minareden aşağı at beni, in aşağı tut beni
Allah yapar yapısını, demir açar kapısını
Karpuz
Elsiz ayaksız kapı açar
Anahtar
Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok
ceket
6.Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında
Süpürge
Yeraltında kırmızı pancar.
Turp
Yeraltında uzun minare.
Havuç
Geceleri fener, gündüzleri söner.
Yıldız
Sarıdır sallanır, dalında ballanır.
Portakal
Hangi maymunlar ağaca çıkamaz?
Yükseklik korkusu olan
Çok hızlı giden bir tırı kim durdurur?
Trafik Polisi
Saat niçin tehlikelidir?
Akrebi olduğu için
Duvara çarpan araba ne olur?
Durur
Kurbağalar niçin mayo giymez?
Zıplayınca düşüp ayıp olmasın diye
Belgeli su baskınına ne denir?
Belgesel
10 tilki, 8 kedi, 20 tavuk ne yapar?
Gürültü
Bozulduğu halde tamir edilmeyen şey nedir?
Hava
Kahramanmaraş'a niçin kahraman ünvanı verilmiştir?
Şanlıurfa'yı kıskandığı için
Su yutmuş toprağa ne denir?
Çamur
Hangi kalemle yazı yazılmaz?
Kontrol kalemiyle
Hangi tasla su içilmez?
Kafatasıyla
Ayakta yetişen bitki nedir?
Mantar
Antene
Trenler ne zaman üşürler?
Haydutlar soyduğu zaman
Hangi piller patlar?
Torpiller
Kirpiler nasıl oyun oynarlar?
Çok dikkatli
Buzdolabına giren sineğe ne olur?
Yazık olur
Domates nasıl kızarır?
Yüzüne tokat atınca
Deniz niçin tuzlu olur?
Balıklar kokmasın diye
İçini boşaltınca büyüyen şey nedir?
Çukur
Kral tacına ne demiş?
Başımın üstünde yerin var
Minareye çıkan fil ne demiş?
Minareden aşağı at beni, in aşağı tut beni
Allah yapar yapısını, demir açar kapısını
Karpuz
Elsiz ayaksız kapı açar
Anahtar
Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok
ceket
6.Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında
Süpürge
Yeraltında kırmızı pancar.
Turp
Yeraltında uzun minare.
Havuç
Geceleri fener, gündüzleri söner.
Yıldız
Sarıdır sallanır, dalında ballanır.
Portakal
Hangi maymunlar ağaca çıkamaz?
Yükseklik korkusu olan
Çok hızlı giden bir tırı kim durdurur?
Trafik Polisi
Saat niçin tehlikelidir?
Akrebi olduğu için
Duvara çarpan araba ne olur?
Durur
Kurbağalar niçin mayo giymez?
Zıplayınca düşüp ayıp olmasın diye
Belgeli su baskınına ne denir?
Belgesel
10 tilki, 8 kedi, 20 tavuk ne yapar?
Gürültü
Bozulduğu halde tamir edilmeyen şey nedir?
Hava
Kahramanmaraş'a niçin kahraman ünvanı verilmiştir?
Şanlıurfa'yı kıskandığı için
Su yutmuş toprağa ne denir?
Çamur
Hangi kalemle yazı yazılmaz?
Kontrol kalemiyle
Hangi tasla su içilmez?
Kafatasıyla
Ayakta yetişen bitki nedir?
Mantar
Kağıtların sararma sorunu
Kâğıtların sararma sorunu - Eski gazete ve dergiler zamanla sararıp kuruduğu için uzun süre saklanamıyorlar. Bu nasıl önlenir?
-Kâğıdın zamanla bozulmasının altında yatan en önemli iki neden, kâğıdın içerdiği kimyasallara bağlı olarak ortaya çıkan oksidasyon ve asit hidrolizidir. Linyinin (odun özü-selüloz)ışık nedeniyle okside olması, gazete kâğıtlarının sararmasına neden olur. Bu arada selüloz lifleri de ısı ve asit içeren reaksiyonlar nedeniyle kesilir. Bu da kâğıtların parçalanmasına ve kahverengiye dönüşmesine neden olur. Bütün bunlara meydan vermemek için kâğıtlar kuru, karanlık ve serin bir yerde saklanmalıdır.
Gazetelerin saklandığı dosya ve kutular asit geçirmeyen malzemelerden yapılmalıdır. Böylece asit kâğıtların içine işleyemez. Ayrıca gazete kâğıtlarının arasına asit geçirmeyen kâğıtlar konabilir ve polyester bir tabaka ile hava geçirmeyecek şekilde kaplanır. Ancak bu amaçla sıradan plastik veya vinil kullanılmaz, çünkü bu malzemeler kâğıdın içine işleyebilecek eriyik ve katkı maddeleri içerir. Bu arada kâğıtların sararıp kurumasını önleyen sprey ve solüsyonlar da bulunmaktadır. Piyasada satılan ''Wei T'o Bookkeeper'' ve "Archival Mist" adı verilen ürünler metoksil magnezyum metil karbonat içerir. Sayfaları bu alkalin solüsyonları ile ıslatmak, varolan asitleri nötralize eder ve oksidasyonu engeller. Bu arada gazetelerden kestiğiniz eski kâğıt parçalarını da asitlerinden arındırmak isteyebilirsiniz.
Bunun reçetesi şudur:
Magnezi sütü tableti bir litre soda içinde eritilir ve bu eriyik 8 saat bekletilir. Daha sonra karışım bir plastik kaba dökülür. Saklama kabı olarak kesinlikle alüminyum kullanılmamalıdır. Saklanacak kâğıt parçaları, bu karışıma batırılıp bir saat içinde beklettikten sonra çıkartılıp kurumaya bırakılır. Ancak kestiğiniz kâğıdın üzerindeki yazıların bu eriyik içinde çıkmadığından önceden emin olmalısınız. Karışım sarıya dönüştüğü anda yenisini hazırlayabilirsiniz.
-Kâğıdın zamanla bozulmasının altında yatan en önemli iki neden, kâğıdın içerdiği kimyasallara bağlı olarak ortaya çıkan oksidasyon ve asit hidrolizidir. Linyinin (odun özü-selüloz)ışık nedeniyle okside olması, gazete kâğıtlarının sararmasına neden olur. Bu arada selüloz lifleri de ısı ve asit içeren reaksiyonlar nedeniyle kesilir. Bu da kâğıtların parçalanmasına ve kahverengiye dönüşmesine neden olur. Bütün bunlara meydan vermemek için kâğıtlar kuru, karanlık ve serin bir yerde saklanmalıdır.
Gazetelerin saklandığı dosya ve kutular asit geçirmeyen malzemelerden yapılmalıdır. Böylece asit kâğıtların içine işleyemez. Ayrıca gazete kâğıtlarının arasına asit geçirmeyen kâğıtlar konabilir ve polyester bir tabaka ile hava geçirmeyecek şekilde kaplanır. Ancak bu amaçla sıradan plastik veya vinil kullanılmaz, çünkü bu malzemeler kâğıdın içine işleyebilecek eriyik ve katkı maddeleri içerir. Bu arada kâğıtların sararıp kurumasını önleyen sprey ve solüsyonlar da bulunmaktadır. Piyasada satılan ''Wei T'o Bookkeeper'' ve "Archival Mist" adı verilen ürünler metoksil magnezyum metil karbonat içerir. Sayfaları bu alkalin solüsyonları ile ıslatmak, varolan asitleri nötralize eder ve oksidasyonu engeller. Bu arada gazetelerden kestiğiniz eski kâğıt parçalarını da asitlerinden arındırmak isteyebilirsiniz.
Bunun reçetesi şudur:
Magnezi sütü tableti bir litre soda içinde eritilir ve bu eriyik 8 saat bekletilir. Daha sonra karışım bir plastik kaba dökülür. Saklama kabı olarak kesinlikle alüminyum kullanılmamalıdır. Saklanacak kâğıt parçaları, bu karışıma batırılıp bir saat içinde beklettikten sonra çıkartılıp kurumaya bırakılır. Ancak kestiğiniz kâğıdın üzerindeki yazıların bu eriyik içinde çıkmadığından önceden emin olmalısınız. Karışım sarıya dönüştüğü anda yenisini hazırlayabilirsiniz.
K9 NEDİR
K-9 Amerikan polis ve askeri köpek eğitime verilen genel terimdir. turkhackteam.org
K-9 Eğitimi: Koruma, bodyguard, narkotik, bomba, asayiş, iz takibi ve diğer askeri ve polis köpeği eğitimlerini konu alır. turkhackteam.org
Pek çok kişi K-9 terimini Alman Çoban Köpeği ile karıştırmaktadır. Bu son derece yanlıştır. Hollywood sinemasının yapımı ünlü K-9 filminde "James Belushi" ile birlikte onun zeki ve cesur narkotik köpeğini oynayan "Jerry Lee" adlı köpek bir Alman Çoban Köpeğidir. Bu nedenle köpek severler filmin verdiği imaj ile K-9 adını bu ırkın adı olarak anmaktadır. Hatta bu ırka sahip olmak isteyen kişiler, satıcı tarafından kendilerine siyah veya kahverengi bir Alman Çobanı yavrularını getirdiği zaman, alıcı bu yavruların K-9 olmadığını belirterek başka yavru gösterilmesini ister. turkhackteam.org
Gerçekte K-9 bir kelime oyunudur.
İngilizcede “canine” köpekgillere ait, köpek, köpek ve benzeri hayvanlarla ilgili manalarına gelmektedir.
Okunuşu ise “keynayn” şeklindedir. K9 kelimesi de İngilizcede keynayn (K-key, 9-nayn) olarak okunur.
Tabiî ki Amerika’da ve daha sonrada dünyada bu kelime eğitimli polis köpeği olarak kabullenilmiştir.
Artık K9 denilince temel itaat ( sevk kayışı ile birlikte sahibinin otur, yat, izle, kal, gel, bekle ve sürün komutlarına uyması ), ileri itaat ( temel itaat eğitimindeki komutları sevk kayışsız olarak yapması ) ve saldırı ve koruma eğitimi almış köpekler anlaşılmaktadır.K9 Köpeği Komutları turkhackteam.org
Bilmesi gereken hareket ve komutlar.turkhackteam.org
A. Temel itaat eğitimi ( Sevk kayışı ile birlikte yapılan hareketler)
1.İzle ya da Takip
2.Otur
3.Yat
4.Bekle ya da Kal
5.Grup çalışması ( En az 5 sivil giyimli insanın çevresinde dolaşmasına izin vermeli ve bu vaziyette iken komutlara tam olarak riayet etmeli.
6.Silah sesi ( Ateşli silahlardan yakın mesafe atış sesine alışkın olmalı.)
7.Çeviklik ( Pentatlon ) çalışması
B. İleri İtaat Eğitimi ( Sevk Kayışı olmadan komutlara itaat )
1.Temel itaat eğitiminde sayılan bütün hareketlerin sevk kayışı olmadan yapması
2.Acil Dur ( Tehlikeli bir ortamda köpeği aniden durdurmak için )
3.Gel komutu ( Köpek her türlü ortamda gel komutuna kayıtsız şartsız uymalı )
C. Alan ve Kişi Koruma Eğitimi ( Bu eğitime alınacak köpeğin temel ve ileri itaat aşamalarını başarı ile geçmiş olması gerekmektedir )
1.Dikkat ( Alanda şüpheli kişilere veya hareketlere karşı uyanık hale getirme )
2.Havla ( Sadece korkutma amaçlı )
3.Kim o, tut, yakala vb. saldırı komutu ( bu komut ile şüpheli şahsa karşı atağa geçmesi )
4.Tamam yada Hayır ( Saldırganlığa son vermek yada beklemede kalmasını sağlamak için )
5.Bırak ( Köpeğin bu komut ile birlikte ısırdığı şahsı anında bırakması )
D. Narkotik ve Bomba Arama Köpekleri
1.Temel ve ileri itaat eğitimlerini başarı ile tamamlamış olmalı
2.Ara komutu ( Bu komut ile birlikte köpek arama işlemine başlayabilmeli )
3.En az 5 dakika sahibinden uzak bir yerde ve sevk kayışsız olarak Bekle komutuna uymalı
4.Arama yaptığı konu ile alakasız kokulara takıldığı zaman ( mesela kedi ya da kuş kokusu ) Bırak komutu ile tekrar asli aramasına dönmeli
5.Arama köpekleri saldırı eğitimi almazlar. Eğer diğer köpeklere ve insanlara karşı saldırgan tavırları varsa mutlaka sosyalleştirme eğitimine tabi tutulmalıdırlar.
6.Narkotik köpekleri maddeyi bulduklarında kokunun kaynağını göstermek için ayakları ile kazma hareketi yaparlar. Bomba köpekleri ise patlayıcı madde kokusu aldıklarında bombanın harekete veya en ufak bir dokunuşa duyarlı olduğu düşünülerek sadece otururlar
K-9 Eğitimi: Koruma, bodyguard, narkotik, bomba, asayiş, iz takibi ve diğer askeri ve polis köpeği eğitimlerini konu alır. turkhackteam.org
Pek çok kişi K-9 terimini Alman Çoban Köpeği ile karıştırmaktadır. Bu son derece yanlıştır. Hollywood sinemasının yapımı ünlü K-9 filminde "James Belushi" ile birlikte onun zeki ve cesur narkotik köpeğini oynayan "Jerry Lee" adlı köpek bir Alman Çoban Köpeğidir. Bu nedenle köpek severler filmin verdiği imaj ile K-9 adını bu ırkın adı olarak anmaktadır. Hatta bu ırka sahip olmak isteyen kişiler, satıcı tarafından kendilerine siyah veya kahverengi bir Alman Çobanı yavrularını getirdiği zaman, alıcı bu yavruların K-9 olmadığını belirterek başka yavru gösterilmesini ister. turkhackteam.org
Gerçekte K-9 bir kelime oyunudur.
İngilizcede “canine” köpekgillere ait, köpek, köpek ve benzeri hayvanlarla ilgili manalarına gelmektedir.
Okunuşu ise “keynayn” şeklindedir. K9 kelimesi de İngilizcede keynayn (K-key, 9-nayn) olarak okunur.
Tabiî ki Amerika’da ve daha sonrada dünyada bu kelime eğitimli polis köpeği olarak kabullenilmiştir.
Artık K9 denilince temel itaat ( sevk kayışı ile birlikte sahibinin otur, yat, izle, kal, gel, bekle ve sürün komutlarına uyması ), ileri itaat ( temel itaat eğitimindeki komutları sevk kayışsız olarak yapması ) ve saldırı ve koruma eğitimi almış köpekler anlaşılmaktadır.K9 Köpeği Komutları turkhackteam.org
Bilmesi gereken hareket ve komutlar.turkhackteam.org
A. Temel itaat eğitimi ( Sevk kayışı ile birlikte yapılan hareketler)
1.İzle ya da Takip
2.Otur
3.Yat
4.Bekle ya da Kal
5.Grup çalışması ( En az 5 sivil giyimli insanın çevresinde dolaşmasına izin vermeli ve bu vaziyette iken komutlara tam olarak riayet etmeli.
6.Silah sesi ( Ateşli silahlardan yakın mesafe atış sesine alışkın olmalı.)
7.Çeviklik ( Pentatlon ) çalışması
B. İleri İtaat Eğitimi ( Sevk Kayışı olmadan komutlara itaat )
1.Temel itaat eğitiminde sayılan bütün hareketlerin sevk kayışı olmadan yapması
2.Acil Dur ( Tehlikeli bir ortamda köpeği aniden durdurmak için )
3.Gel komutu ( Köpek her türlü ortamda gel komutuna kayıtsız şartsız uymalı )
C. Alan ve Kişi Koruma Eğitimi ( Bu eğitime alınacak köpeğin temel ve ileri itaat aşamalarını başarı ile geçmiş olması gerekmektedir )
1.Dikkat ( Alanda şüpheli kişilere veya hareketlere karşı uyanık hale getirme )
2.Havla ( Sadece korkutma amaçlı )
3.Kim o, tut, yakala vb. saldırı komutu ( bu komut ile şüpheli şahsa karşı atağa geçmesi )
4.Tamam yada Hayır ( Saldırganlığa son vermek yada beklemede kalmasını sağlamak için )
5.Bırak ( Köpeğin bu komut ile birlikte ısırdığı şahsı anında bırakması )
D. Narkotik ve Bomba Arama Köpekleri
1.Temel ve ileri itaat eğitimlerini başarı ile tamamlamış olmalı
2.Ara komutu ( Bu komut ile birlikte köpek arama işlemine başlayabilmeli )
3.En az 5 dakika sahibinden uzak bir yerde ve sevk kayışsız olarak Bekle komutuna uymalı
4.Arama yaptığı konu ile alakasız kokulara takıldığı zaman ( mesela kedi ya da kuş kokusu ) Bırak komutu ile tekrar asli aramasına dönmeli
5.Arama köpekleri saldırı eğitimi almazlar. Eğer diğer köpeklere ve insanlara karşı saldırgan tavırları varsa mutlaka sosyalleştirme eğitimine tabi tutulmalıdırlar.
6.Narkotik köpekleri maddeyi bulduklarında kokunun kaynağını göstermek için ayakları ile kazma hareketi yaparlar. Bomba köpekleri ise patlayıcı madde kokusu aldıklarında bombanın harekete veya en ufak bir dokunuşa duyarlı olduğu düşünülerek sadece otururlar
Dünyanın sigara satılmayan tek şehri
Medine'de Cihan'a konuşan Suudi Arabistan Sigara İle Mücadele Derneği Başkanı Dr. Halit El Sibeyti, hacılara "Bu sadece halkımız için değil hacılarımız için de sigarayı bırakmaları bakımından da bir fırsat. Arafat'ta manevi günahlardan arındığınız gibi Medine'de de kötü alışkanlıklarınızdan arınarak gidin." çağrısı yaptı. Sibeyti, en çok da Türk hacıların sigarayı bıraktığına dikkat çekti.
Suudi Arabistan devleti, dünya genelinde en çok sigara içilen ülkeler arasında 25. sırada yer almasından yola çıkarak sigaraya karşı savaş açtı. Hac döneminde Medine'de sürdürülen mücadele kapsamında sigaranın yol açtığı hastalıkların fotoğraflarını Peygamberimizin (s.a.s) kabrinin yanı başında sergileyen yetkililer, ayetler eşliğinde sigara içenlerin kendi sağlıklarını tehlikeye attıklarını anlatmaya çalışıyor.
Suudi yetkililer, uyarıların yanı sıra sigaraya karşı yaptırımlar da uyguluyor. İlk yasaklama Peygamber efendimizin (s.a.s) Mescid'i çevresinde başlatılmış. Yedi yıl önce başlayan yasaklama daha sonra okul ve diğer cami çevrelerine kaydırılmış. Altı ay önce ise yasak bütün Medine genelinde uygulamaya koyulmuş.
Bakkallarda, marketlerde sigara satışı yapılmıyor. Caddelerde bol sayıda içen kimseler ise sigaralarını el altından satan yerlerden veya diğer şehirlerden temin ediyor.
Dr. Halit El Sibeyti, uygulanan yasağın gençleri zararlı alışkanlıklara karşı korumak için gerekli olduğunun altını çizdi. Medine'nin bir milyon 200 bin nüfusu ile sigara satılmayan şehirlerin en başında geldiğini ifade eden Dr. Halit El Sibeyti, bu yasaklamanın hem halkı için hem de hacılar için yararlı olduğunu ifade etti. Satış yapan yerler tespit edildiğinde önce küçük para cezaları sonrasında tekrar yakaladıklarında ise yüksek para ceza verildiğini dile getiren Dr. Halit El Sibeyti, satışta ısrar edilirse dükkanın kapatıldığını belirtti.
Dr. Halit El Sibeyti, aynı uygulamanın gelecek yıllarda Mekke'de de uygulanmaya konulacağını kaydetti. Dernek gönüllülerinin sokakta ellerinde hurma, misvak ve güzel kokularla dolaştığını ifade eden Dr. El Sibeyti, sigara içen birisiyle karşılaştıklarında ellerindekini ikram ederek sigaranın zararlarını anlattığını aktardı.
SİGARAYI EN ÇOK TÜRK HACILAR BIRAKIYOR
Dr. Halit El Sibeyti, çalışmalarının hacılara yönelik de olduğunun vurguladı. Mescid-i Nebevi civarında açtıkları resim sergileri ile sigara karşıtı kampanya yürüten dernek yetkilileri en olumlu cevabı Türk hacılardan aldıklarını belirtiyor.
Dernek, Arafat'ta vakfe gününde 500 bin hacıya broşür dağıtarak o günü değerlendirmeye çalışmış. Dr. Halit El Sibeyti, "Türkler Peygamberimizi (s.a.s) çok seviyor. Onun huzurunda bulunmanın getirdiği güçle kötü alışkanlıklarından çok kolay kurtuluyor. Hacca gelipte sigarayı terkeden binlerce Türk kardeşimiz var." diye konuşuyor.
Sibeyti, hacılara "Arafat'ta manevi kirlerinizden arındınız, Medine'de de maddi kirlerinizden arının." çağrısında bulunuyor. Mescid-i Nebevi avlusunda açılan sergiye katılan Diyarbakırlı hacı Muhammed Takar da cebindeki sigara paketini kırarak bir daha sigara içmeyeceğine Peygamberimizin (s.a.s) huzurunda söz verdi.
SİGARA YASAĞI ÖDÜL GETİRDİ
Medine'de sigaranın yasaklanmasından dolayı Suudi Arabistan Krallığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından ödüle layık görüldü. İnternet ortamında 'hangi özel yerlerde sigara içmek yakışmaz' yönünde bir anket yapıldığını anlatan Dr. Halit El Sibeyti, Mekke ve Medine'nin bu ankette büyük bir farkla önde geldiğinin altını çizdi.
Dr. El Sibeyti, vatandaşın bu kutsal iki şehirde sigara içilmesini hoş karşılamadığını vurguladı. Uygulanan yasağın çok önemli olmasına rağmen dünya kamuoyunda hiç yer bulmadığını aktaran Dr. El Sibeyti, bunu da sigara firmalarının medya ile olan iyi ilişkilerine bağlıyor.
"KAZANCIMIZ DÜŞTÜ AMA YASAĞA UYACAĞIZ"
Yasaklamaya bakkallardan da destek var. Yasağın uygulanmasından bu yana satışlarında eksilme olduğunu dile getiren Medineli bakkal sahibi Muhmmet Havari, "Kazancımız düşse de insanların sağlığı için sigara yasağının tatbik edilmesi taraftarıyız." diyerek uygulamaya destek verdi.
Suudi Arabistan devleti, dünya genelinde en çok sigara içilen ülkeler arasında 25. sırada yer almasından yola çıkarak sigaraya karşı savaş açtı. Hac döneminde Medine'de sürdürülen mücadele kapsamında sigaranın yol açtığı hastalıkların fotoğraflarını Peygamberimizin (s.a.s) kabrinin yanı başında sergileyen yetkililer, ayetler eşliğinde sigara içenlerin kendi sağlıklarını tehlikeye attıklarını anlatmaya çalışıyor.
Suudi yetkililer, uyarıların yanı sıra sigaraya karşı yaptırımlar da uyguluyor. İlk yasaklama Peygamber efendimizin (s.a.s) Mescid'i çevresinde başlatılmış. Yedi yıl önce başlayan yasaklama daha sonra okul ve diğer cami çevrelerine kaydırılmış. Altı ay önce ise yasak bütün Medine genelinde uygulamaya koyulmuş.
Bakkallarda, marketlerde sigara satışı yapılmıyor. Caddelerde bol sayıda içen kimseler ise sigaralarını el altından satan yerlerden veya diğer şehirlerden temin ediyor.
Dr. Halit El Sibeyti, uygulanan yasağın gençleri zararlı alışkanlıklara karşı korumak için gerekli olduğunun altını çizdi. Medine'nin bir milyon 200 bin nüfusu ile sigara satılmayan şehirlerin en başında geldiğini ifade eden Dr. Halit El Sibeyti, bu yasaklamanın hem halkı için hem de hacılar için yararlı olduğunu ifade etti. Satış yapan yerler tespit edildiğinde önce küçük para cezaları sonrasında tekrar yakaladıklarında ise yüksek para ceza verildiğini dile getiren Dr. Halit El Sibeyti, satışta ısrar edilirse dükkanın kapatıldığını belirtti.
Dr. Halit El Sibeyti, aynı uygulamanın gelecek yıllarda Mekke'de de uygulanmaya konulacağını kaydetti. Dernek gönüllülerinin sokakta ellerinde hurma, misvak ve güzel kokularla dolaştığını ifade eden Dr. El Sibeyti, sigara içen birisiyle karşılaştıklarında ellerindekini ikram ederek sigaranın zararlarını anlattığını aktardı.
SİGARAYI EN ÇOK TÜRK HACILAR BIRAKIYOR
Dr. Halit El Sibeyti, çalışmalarının hacılara yönelik de olduğunun vurguladı. Mescid-i Nebevi civarında açtıkları resim sergileri ile sigara karşıtı kampanya yürüten dernek yetkilileri en olumlu cevabı Türk hacılardan aldıklarını belirtiyor.
Dernek, Arafat'ta vakfe gününde 500 bin hacıya broşür dağıtarak o günü değerlendirmeye çalışmış. Dr. Halit El Sibeyti, "Türkler Peygamberimizi (s.a.s) çok seviyor. Onun huzurunda bulunmanın getirdiği güçle kötü alışkanlıklarından çok kolay kurtuluyor. Hacca gelipte sigarayı terkeden binlerce Türk kardeşimiz var." diye konuşuyor.
Sibeyti, hacılara "Arafat'ta manevi kirlerinizden arındınız, Medine'de de maddi kirlerinizden arının." çağrısında bulunuyor. Mescid-i Nebevi avlusunda açılan sergiye katılan Diyarbakırlı hacı Muhammed Takar da cebindeki sigara paketini kırarak bir daha sigara içmeyeceğine Peygamberimizin (s.a.s) huzurunda söz verdi.
SİGARA YASAĞI ÖDÜL GETİRDİ
Medine'de sigaranın yasaklanmasından dolayı Suudi Arabistan Krallığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından ödüle layık görüldü. İnternet ortamında 'hangi özel yerlerde sigara içmek yakışmaz' yönünde bir anket yapıldığını anlatan Dr. Halit El Sibeyti, Mekke ve Medine'nin bu ankette büyük bir farkla önde geldiğinin altını çizdi.
Dr. El Sibeyti, vatandaşın bu kutsal iki şehirde sigara içilmesini hoş karşılamadığını vurguladı. Uygulanan yasağın çok önemli olmasına rağmen dünya kamuoyunda hiç yer bulmadığını aktaran Dr. El Sibeyti, bunu da sigara firmalarının medya ile olan iyi ilişkilerine bağlıyor.
"KAZANCIMIZ DÜŞTÜ AMA YASAĞA UYACAĞIZ"
Yasaklamaya bakkallardan da destek var. Yasağın uygulanmasından bu yana satışlarında eksilme olduğunu dile getiren Medineli bakkal sahibi Muhmmet Havari, "Kazancımız düşse de insanların sağlığı için sigara yasağının tatbik edilmesi taraftarıyız." diyerek uygulamaya destek verdi.
2050 de Türkiye Nüfusu
Türkiye nüfusu 2050 yılında, 2007 yılına göre 26 milyonluk artışla 101.2 milyona ulaşacak. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) verilerinden yapılan hesaplamalara göre, halen Türkiye nüfusundan az bir nüfusa sahip olan Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Uganda ve İran, nüfusta Türkiye'yi geçerken, Almanya geride kalacak.
2007-2050 döneminde Hindistan 457.1, Pakistan 140.1, Nijerya 120.9, Kongo Demokratik Cumhuriyeti 116.1 milyon artarken, Çin'deki artış 60.9 milyonda kalacak.
Çin, nüfus artışında ABD (91.1 milyon), Brezilya (61.8 milyon), Bangladeş (95.8 milyon), Etiyopya (89 milyon) Uganda (96 milyon), Afganistan'ın (65 milyon) bile gerisinde kalacak.
Bu dönemde, büyük nüfuslu ülkelerden Rusya'da 30.1, Japonya'da 16.1, Almanya'da 3.9 milyonluk nüfus azalması olacak.
Hindistan'daki nüfus artışı tam gaz
Hindistan, 457,1 milyonluk nüfus artışının ardından 1 milyar 592.7 milyona ulaşacak ve şu anda 195.8 milyon daha fazla nüfusa sahip Çin'in
200.4 milyon önüne geçecek.
ABD, gelişmiş ülkeler içindeki en yüksek nüfus artışlarından birini gerçekleştirerek nüfusunu 303.9 milyondan 395 milyona çıkaracak ve üçüncülükteki yerini koruyacak. Halen altıncı sırada yer alan Pakistan, 304.7 milyonluk nüfusla dördüncü sıraya yükselirken, dördüncü sıradaki Endonezya beşinci, beşinci sıradaki Brezilya yedinci sıraya gerileyecek.
Halen 17'nci sırada yer alan Türkiye, 26 milyonluk nüfus artışına rağmen, sadece Almanya'yı geride bırakacak ama Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Uganda ve İran'a geçilmekten kurtulamayacak ve 19'uncu sıraya inecek.
En büyük nüfuslu 22 ülkenin 2007 nüfusları, 2050 yılı tahmini nüfusları ve nüfuslarındaki değişim şöyle:
. 2050 . 2007 Nüfus . Nüfusu Tahmini Değişim Ülkeler Milyon Milyon Milyon
1- Hindistan 1135,6 1592,7 457,1
2- Çin 1331,4 1392,3 60,9
3-ABD 303,9 395,0 91,1
4- Pakistan 164,6 304,7 140,1
5- Endonezya 228,1 284,6 56,5
6-Nijerya 137,2 258,1 120,9
7-Brezilya 191,3 253,1 61,8
8-Bangladeş 147,1 242,9 95,8
9-Kongo DC 61,2 177,3 116,1
10-Etiyopya 81,2 170,2 89,0
11-Meksika 109,6 139,0 29,4
12-Filipinler 85,9 127,1 41,2
13-Uganda 30,9 126,9 96,0
14-Mısır 76,9 125,9 49,0
15-Vietnam 86,4 116,7 30,3
16-Japonya 128,3 112,2 -16,1
17-Rusya 141,9 111,8 -30,1
18-İran 71,2 101,9 30,7
19-Türkiye 75,2 101,2 26,0
20-Afganistan 32,3 97,3 65,0
21-Kenya 36,0 83,1 47,1
22-Almanya 82,7 78,8 -3,9
2007-2050 döneminde Hindistan 457.1, Pakistan 140.1, Nijerya 120.9, Kongo Demokratik Cumhuriyeti 116.1 milyon artarken, Çin'deki artış 60.9 milyonda kalacak.
Çin, nüfus artışında ABD (91.1 milyon), Brezilya (61.8 milyon), Bangladeş (95.8 milyon), Etiyopya (89 milyon) Uganda (96 milyon), Afganistan'ın (65 milyon) bile gerisinde kalacak.
Bu dönemde, büyük nüfuslu ülkelerden Rusya'da 30.1, Japonya'da 16.1, Almanya'da 3.9 milyonluk nüfus azalması olacak.
Hindistan'daki nüfus artışı tam gaz
Hindistan, 457,1 milyonluk nüfus artışının ardından 1 milyar 592.7 milyona ulaşacak ve şu anda 195.8 milyon daha fazla nüfusa sahip Çin'in
200.4 milyon önüne geçecek.
ABD, gelişmiş ülkeler içindeki en yüksek nüfus artışlarından birini gerçekleştirerek nüfusunu 303.9 milyondan 395 milyona çıkaracak ve üçüncülükteki yerini koruyacak. Halen altıncı sırada yer alan Pakistan, 304.7 milyonluk nüfusla dördüncü sıraya yükselirken, dördüncü sıradaki Endonezya beşinci, beşinci sıradaki Brezilya yedinci sıraya gerileyecek.
Halen 17'nci sırada yer alan Türkiye, 26 milyonluk nüfus artışına rağmen, sadece Almanya'yı geride bırakacak ama Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Uganda ve İran'a geçilmekten kurtulamayacak ve 19'uncu sıraya inecek.
En büyük nüfuslu 22 ülkenin 2007 nüfusları, 2050 yılı tahmini nüfusları ve nüfuslarındaki değişim şöyle:
. 2050 . 2007 Nüfus . Nüfusu Tahmini Değişim Ülkeler Milyon Milyon Milyon
1- Hindistan 1135,6 1592,7 457,1
2- Çin 1331,4 1392,3 60,9
3-ABD 303,9 395,0 91,1
4- Pakistan 164,6 304,7 140,1
5- Endonezya 228,1 284,6 56,5
6-Nijerya 137,2 258,1 120,9
7-Brezilya 191,3 253,1 61,8
8-Bangladeş 147,1 242,9 95,8
9-Kongo DC 61,2 177,3 116,1
10-Etiyopya 81,2 170,2 89,0
11-Meksika 109,6 139,0 29,4
12-Filipinler 85,9 127,1 41,2
13-Uganda 30,9 126,9 96,0
14-Mısır 76,9 125,9 49,0
15-Vietnam 86,4 116,7 30,3
16-Japonya 128,3 112,2 -16,1
17-Rusya 141,9 111,8 -30,1
18-İran 71,2 101,9 30,7
19-Türkiye 75,2 101,2 26,0
20-Afganistan 32,3 97,3 65,0
21-Kenya 36,0 83,1 47,1
22-Almanya 82,7 78,8 -3,9
Dünyanın en büyük bilgisayar faciaları
SANAL NÜKLEER SAVAŞ
Soğuk Savaş'ın en hararetli dönemine denk gelen 1983 yılında Sovyetler Birliği'nin savunma merkezindeki erken uyarı sistemi alarm verdi. Radar verilerini yorumlayan savunma bilgisayarları Amerikalıların beş nükleer roketi Moskova'ya doğru ateşlediğini söylüyordu. Normal prosedürde yapılması gereken hemen önceden belirlenmiş Amerikan hedeflerine misliyle karşılık verilmesiydi.
Ancak o gün süreci başlatacak yetkili Kurmay Albay Stanislav Petrov bilgisayarlar yerine hislerine güvenerek bunun bir hata olduğuna karar verdi ve parmağının ucundaki düğmeye basmadı. Tersi olsaydı bugün şüphesiz başka bir hayat yaşıyor olabilirdik. Yoksa yaşıyor muyduk?
İLETİŞİMİN ÖNEMİ
ABD'nin en büyük telekomünikasyon şirketi AT&T'nin bütün ülkeyi yönettiği 114 merkezinden birinde 1990 yılında yaşanan mekanik sorun yüzünden ana bilgisayar o sistemi kapattı. 75 milyon telefon aramasının havada kalmasına yol açan bu durum düzeltildiği andaysa o merkez diğer 113 merkeze 'bir sorun var, kapanın ve yeniden açılın' mesajı verdi ve ardından tam bir kaos yaşandı. Yazılımdaki bir satırlık hata yüzünden yaşanan bu olaydan sadece American Havayolları'nın zararı 200 bin rezervasyon iptali oldu.
HAVADA PANİK
Dünyanın şu ana dek üretilmiş en büyük uçağı olarak geçtiğimiz ay ülkemizi de ziyaret eden Airbus A380, geliştirilmesinin sürdüğü 2006 yılında bilgisayar yazılımlarının sürüm farklarının kurbanı oldu. Alman ve Fransız mühendislerin ayrı merkezlerde geliştirdiği uçağın teknik çizim ve testlerinin yapıldığı CATIA adlı yazılımın son versiyonunu kullanan Fransızlara karşı Almanlar eski bir sürümü kullanıyordu. İki grubun çizimlerinin bir araya geleceği ana kadar bunu kimse fark etmedi. Bu 'küçük' ihmal projenin bir yıl gecikmesine yol açtı.
MİLENYUM DERDİ
1985 yılında Spencer Bolles adlı bir yazılım uzmanı haberleşme ağı USENET'e yolladığı bir mesajda 2000 yılına gelindiğinde bilgisayarların karşılaşacağı ilginç bir sorundan bahsetti. Yazılımlar yılları son iki haneye göre değerlendiriyordu.
Dolayısıyla yeni binyıla girildiğinde haneler 00 şeklinde yer alacaktı ve bunun 2000 mi yoksa 1900 mü olduğu kestirilemeyecekti. Dünyanın gündemini en çok meşgul eden bu sorunun çözüm maliyetine yönelik yüz milyarlarca dolarlık maliyetler çıkaran bile oldu. Ne var ki 2000 yılına girildiğinde alınan basit ve ekonomik yazılım güncellemeleri sayesinde neredeyse hiçbir sorun yaşanmadı.
PATLAMIŞ PC
Ucuzlayan fiyatları ve gelişen donanımları sayesinde mantar gibi yayılan taşınabilir bilgisayarlar 2006 yılında patlamaya başladı. Kimi ciddi yaralanmalara yol açan bu olayın araştırılması sonucu sorunun sektördeki hemen her markaya pil üreten Sony'den kaynaklandığı anlaşıldı.
Daha küçük bir form için bileşenleri çok sıkıştıran mühendisler ısınmadan dolayı pillerin kısa devre yapmasına ve patlamasına yol açmıştı. Sonuçta milyonlarca pil geri çağrıldı, başta Sony olmak üzere birçok marka büyük zarar etti.
Soğuk Savaş'ın en hararetli dönemine denk gelen 1983 yılında Sovyetler Birliği'nin savunma merkezindeki erken uyarı sistemi alarm verdi. Radar verilerini yorumlayan savunma bilgisayarları Amerikalıların beş nükleer roketi Moskova'ya doğru ateşlediğini söylüyordu. Normal prosedürde yapılması gereken hemen önceden belirlenmiş Amerikan hedeflerine misliyle karşılık verilmesiydi.
Ancak o gün süreci başlatacak yetkili Kurmay Albay Stanislav Petrov bilgisayarlar yerine hislerine güvenerek bunun bir hata olduğuna karar verdi ve parmağının ucundaki düğmeye basmadı. Tersi olsaydı bugün şüphesiz başka bir hayat yaşıyor olabilirdik. Yoksa yaşıyor muyduk?
İLETİŞİMİN ÖNEMİ
ABD'nin en büyük telekomünikasyon şirketi AT&T'nin bütün ülkeyi yönettiği 114 merkezinden birinde 1990 yılında yaşanan mekanik sorun yüzünden ana bilgisayar o sistemi kapattı. 75 milyon telefon aramasının havada kalmasına yol açan bu durum düzeltildiği andaysa o merkez diğer 113 merkeze 'bir sorun var, kapanın ve yeniden açılın' mesajı verdi ve ardından tam bir kaos yaşandı. Yazılımdaki bir satırlık hata yüzünden yaşanan bu olaydan sadece American Havayolları'nın zararı 200 bin rezervasyon iptali oldu.
HAVADA PANİK
Dünyanın şu ana dek üretilmiş en büyük uçağı olarak geçtiğimiz ay ülkemizi de ziyaret eden Airbus A380, geliştirilmesinin sürdüğü 2006 yılında bilgisayar yazılımlarının sürüm farklarının kurbanı oldu. Alman ve Fransız mühendislerin ayrı merkezlerde geliştirdiği uçağın teknik çizim ve testlerinin yapıldığı CATIA adlı yazılımın son versiyonunu kullanan Fransızlara karşı Almanlar eski bir sürümü kullanıyordu. İki grubun çizimlerinin bir araya geleceği ana kadar bunu kimse fark etmedi. Bu 'küçük' ihmal projenin bir yıl gecikmesine yol açtı.
MİLENYUM DERDİ
1985 yılında Spencer Bolles adlı bir yazılım uzmanı haberleşme ağı USENET'e yolladığı bir mesajda 2000 yılına gelindiğinde bilgisayarların karşılaşacağı ilginç bir sorundan bahsetti. Yazılımlar yılları son iki haneye göre değerlendiriyordu.
Dolayısıyla yeni binyıla girildiğinde haneler 00 şeklinde yer alacaktı ve bunun 2000 mi yoksa 1900 mü olduğu kestirilemeyecekti. Dünyanın gündemini en çok meşgul eden bu sorunun çözüm maliyetine yönelik yüz milyarlarca dolarlık maliyetler çıkaran bile oldu. Ne var ki 2000 yılına girildiğinde alınan basit ve ekonomik yazılım güncellemeleri sayesinde neredeyse hiçbir sorun yaşanmadı.
PATLAMIŞ PC
Ucuzlayan fiyatları ve gelişen donanımları sayesinde mantar gibi yayılan taşınabilir bilgisayarlar 2006 yılında patlamaya başladı. Kimi ciddi yaralanmalara yol açan bu olayın araştırılması sonucu sorunun sektördeki hemen her markaya pil üreten Sony'den kaynaklandığı anlaşıldı.
Daha küçük bir form için bileşenleri çok sıkıştıran mühendisler ısınmadan dolayı pillerin kısa devre yapmasına ve patlamasına yol açmıştı. Sonuçta milyonlarca pil geri çağrıldı, başta Sony olmak üzere birçok marka büyük zarar etti.
Telepati nedir ?
Telepati, evrensel bir iletişim aracıdır. Zamanla ve mekanla sınırlandırılamaz. Bu iletişimsel titreşim, imajinasyon, düşünce yada sembolizm tarzında ortaya çıkan etki alışı ve verişidir.Bu türdeki olaylar her geçen gün başımıza gelebilir, yani sıklıkla karşılaşabiliriz. Fakat bu durumu yaşayan kişiler kabullenmezler hatta rastlantı der, geçer giderler. Örneğin, bir arkadaşımız birden bire karşımız çıktığında, 'Ne tuhaf, şimdi seni düşünüyordum' deriz.
Şunu kesinlikle kabul etmemiz gereklidir ki, insan, şuurunu ve duyu dışı algılamalarını yönlendirerek, karşısındaki insanın düşüncelerini algılayacağı gibi aynı zamanda da kendi düşüncelerini de başka zihinlere aktarabilir. Telepati yeteneği, belli oranlar dahilinde bütün insanlarda vardır. Aralarında sempatik titreşim frekansı doğmuş kişiler arasında ise, bu çok daha yoğundur. Telepatinin en belirgin şekli ise ikizlerin ve özdeş ikizlerin arasında gözlemlenmiştir.
Hemen hiçbir çalışma yapılmadan meydana bu yetenek, ikizler arasında doğal bir biçimde kullanılmaktadır. Tarihin başlangıcından itibaren bugüne dek telepatiyi görmek mümkündür, ancak yazılı kayıtların hepsinde çok farklı zamanlara rastlayarak ortaya çıkar.
Telepatinin Tarihçesi :
Kökeni çok eski zamanlara, dayanan telepatinin o çağlarda insanların, telepatik yeteneklerini günümüze dek çok daha iyi kullandıklarına dair çeşitli teoriler mevcuttur. Dünyanın sayılı parapsikologlarından biri olan, parapsikolojiye büyük emekleri geçen Duke Üniversitesi profesörlerinden Dr. Joshep B. Rhine, konuya İngilizce karşılığı olan Extra Sensory Perception yani Duyular Ötesi İdrak ismini vermiştir. Rhine, yaptığı çalışmalar neticesinde telepatinin bilimsel olarak da kanıtlanmasını sağlamıştır. Daha sonraki dönemlerde geliştirilen araştırmalar sonucunda olay Amerika'nın dışında, Rusya'da en ince ayrıntılarına kadar incelenmiştir ve de her iki ülkenin beraberce yaptıkları deneylerin neticesinde olay bilimsel olarak tam anlamıyla kanıtlanmış oldu.
Antik çağlara dönecek olursak, yani günümüzden iki bin yıl öncesinde telepati konusunun Aristo ve Çiçero tarafından da ele alındığını görmekteyiz. 1965 yılında yapılan bir seminerde olaylar dar bir çerçeve içerisinde alındı ve hedefine ulaşamadı. Fakat 1969 yılında Los Angeles'da yapılan bir başka seminerde ise son derece konuyla alakalı kararlar çıktı ve de ilginç gelişmeler yaşandı. Bu konferansta telepatinin rüyalara olan bağlantısı ve düşünce nakillerinde heyecanların etkileşiminin ne olduğu gibi pek çok konu işlendi. Sevindirici bir gelişim içinde, seminere katılan insanların hemen hepsi de profesör olmalarına karşın, konular hakkında da hiçbir şekilde itirazda bulunmamalarıydı.
Telepati Deneylerine Bir Örnek :
Atlantik Okyanusun'da 25 Temmuz 1959 tarihinde, Amerika'nın ilk olan atom deniz altısı Nautilius, on altı gün süren telepatik deneylere ev sahipliği yapmıştır. Deneyin bir uzantısı olan denizaltı da Teğmen Jones, özel bir kamarada alıcı durumunda, deneyin diğer uzantısı olan Kuzey Caroline Üniversitesi'nde ise öğrenci Smith Durham verici olarak hazır bulunmaktaydı. Durham, özel bir odada ve sıkı tedbirler altında, önündeki özel kutu içerisinde beş ayrı şekilden oluşan bin adet zener kartı ile deneyi başlatıyor ve de her geçen gün belli saatler dahilinde iki defa olmak suretiyle otomatik kart karıştırıcının karşı kısmına oturuyordu. Makine, Durham' ın önüne birer dakika aralıkla kart fırlatıyor, o da fırlatılan kartlar üzerine konsantre olmaya çalışıyordu. Teğmen Jones ise, Atlantik Okyanusu' nun yüzlerce metre kadar derinliğinde bu kartları bulmaya çalışıyordu. Tahmin ettiği şekilleri bir kağıda yazmak suretiyle kaptana teslim ediyor, kaptanda onları bir zarfın içerisine koyarak ağzını mühürlüyordu. On altı günün sonunda Nautilius' dan gelen kartlar araştırma merkezinin kasasındaki kartlarla karşılaştırıldığında ortaya çıkan netice oldukça şaşırtıcıydı; aynı tarihli kağıtlardaki işaretlerin dizilişinin sırası birbirini tıpa tıp tutuyordu. Başarı yüzde yetmiş oranında sağlanmıştı ve hiçbir şüphe ***ürür yanı yoktu Bu deney çok sıkı güvenlik önlemleri alınarak gerçekleştirilmişti.
Uzayda Bir Telepati Deneyi :
Amerikalı yetkililer, uzun bir süre sır olarak saklamalarına rağmen, astronotlarının uzayda gerçekleştirdikleri çeşitli deneyler yaptıklarını açıklamışlardı. Bu konu hakkında bilinen en önemli deney, Apollo-14 astronotları tarafından gerçekleştirildi. Öğle bir olaydı ki, bu yolculuk esnasında NASA' dan verilen telepatik bir şifreyle, yörünge değişikliğinin yapılması bile sağlanmıştır. 31 Ocak - 9 Şubat 1971 tarihleri arasında Apollo-14 Kaptanı E.D. Mitchell dört ayrı kişi ile telepati deneyleri yaptı. Bu deneylerin ikisi gidiş esnasında, diğer ikisi de dönüş esnasında gerçekleştirildi. Bu deneyler esnasında standart telepati kartları kullanandı, her bir karta konsantre süresi olarak birer saniye verildi. Bu telepatik kart işlemleri tam olarak yirmi beş kez uygulandı ve sonuç pozitifti.
Şunu kesinlikle kabul etmemiz gereklidir ki, insan, şuurunu ve duyu dışı algılamalarını yönlendirerek, karşısındaki insanın düşüncelerini algılayacağı gibi aynı zamanda da kendi düşüncelerini de başka zihinlere aktarabilir. Telepati yeteneği, belli oranlar dahilinde bütün insanlarda vardır. Aralarında sempatik titreşim frekansı doğmuş kişiler arasında ise, bu çok daha yoğundur. Telepatinin en belirgin şekli ise ikizlerin ve özdeş ikizlerin arasında gözlemlenmiştir.
Hemen hiçbir çalışma yapılmadan meydana bu yetenek, ikizler arasında doğal bir biçimde kullanılmaktadır. Tarihin başlangıcından itibaren bugüne dek telepatiyi görmek mümkündür, ancak yazılı kayıtların hepsinde çok farklı zamanlara rastlayarak ortaya çıkar.
Telepatinin Tarihçesi :
Kökeni çok eski zamanlara, dayanan telepatinin o çağlarda insanların, telepatik yeteneklerini günümüze dek çok daha iyi kullandıklarına dair çeşitli teoriler mevcuttur. Dünyanın sayılı parapsikologlarından biri olan, parapsikolojiye büyük emekleri geçen Duke Üniversitesi profesörlerinden Dr. Joshep B. Rhine, konuya İngilizce karşılığı olan Extra Sensory Perception yani Duyular Ötesi İdrak ismini vermiştir. Rhine, yaptığı çalışmalar neticesinde telepatinin bilimsel olarak da kanıtlanmasını sağlamıştır. Daha sonraki dönemlerde geliştirilen araştırmalar sonucunda olay Amerika'nın dışında, Rusya'da en ince ayrıntılarına kadar incelenmiştir ve de her iki ülkenin beraberce yaptıkları deneylerin neticesinde olay bilimsel olarak tam anlamıyla kanıtlanmış oldu.
Antik çağlara dönecek olursak, yani günümüzden iki bin yıl öncesinde telepati konusunun Aristo ve Çiçero tarafından da ele alındığını görmekteyiz. 1965 yılında yapılan bir seminerde olaylar dar bir çerçeve içerisinde alındı ve hedefine ulaşamadı. Fakat 1969 yılında Los Angeles'da yapılan bir başka seminerde ise son derece konuyla alakalı kararlar çıktı ve de ilginç gelişmeler yaşandı. Bu konferansta telepatinin rüyalara olan bağlantısı ve düşünce nakillerinde heyecanların etkileşiminin ne olduğu gibi pek çok konu işlendi. Sevindirici bir gelişim içinde, seminere katılan insanların hemen hepsi de profesör olmalarına karşın, konular hakkında da hiçbir şekilde itirazda bulunmamalarıydı.
Telepati Deneylerine Bir Örnek :
Atlantik Okyanusun'da 25 Temmuz 1959 tarihinde, Amerika'nın ilk olan atom deniz altısı Nautilius, on altı gün süren telepatik deneylere ev sahipliği yapmıştır. Deneyin bir uzantısı olan denizaltı da Teğmen Jones, özel bir kamarada alıcı durumunda, deneyin diğer uzantısı olan Kuzey Caroline Üniversitesi'nde ise öğrenci Smith Durham verici olarak hazır bulunmaktaydı. Durham, özel bir odada ve sıkı tedbirler altında, önündeki özel kutu içerisinde beş ayrı şekilden oluşan bin adet zener kartı ile deneyi başlatıyor ve de her geçen gün belli saatler dahilinde iki defa olmak suretiyle otomatik kart karıştırıcının karşı kısmına oturuyordu. Makine, Durham' ın önüne birer dakika aralıkla kart fırlatıyor, o da fırlatılan kartlar üzerine konsantre olmaya çalışıyordu. Teğmen Jones ise, Atlantik Okyanusu' nun yüzlerce metre kadar derinliğinde bu kartları bulmaya çalışıyordu. Tahmin ettiği şekilleri bir kağıda yazmak suretiyle kaptana teslim ediyor, kaptanda onları bir zarfın içerisine koyarak ağzını mühürlüyordu. On altı günün sonunda Nautilius' dan gelen kartlar araştırma merkezinin kasasındaki kartlarla karşılaştırıldığında ortaya çıkan netice oldukça şaşırtıcıydı; aynı tarihli kağıtlardaki işaretlerin dizilişinin sırası birbirini tıpa tıp tutuyordu. Başarı yüzde yetmiş oranında sağlanmıştı ve hiçbir şüphe ***ürür yanı yoktu Bu deney çok sıkı güvenlik önlemleri alınarak gerçekleştirilmişti.
Uzayda Bir Telepati Deneyi :
Amerikalı yetkililer, uzun bir süre sır olarak saklamalarına rağmen, astronotlarının uzayda gerçekleştirdikleri çeşitli deneyler yaptıklarını açıklamışlardı. Bu konu hakkında bilinen en önemli deney, Apollo-14 astronotları tarafından gerçekleştirildi. Öğle bir olaydı ki, bu yolculuk esnasında NASA' dan verilen telepatik bir şifreyle, yörünge değişikliğinin yapılması bile sağlanmıştır. 31 Ocak - 9 Şubat 1971 tarihleri arasında Apollo-14 Kaptanı E.D. Mitchell dört ayrı kişi ile telepati deneyleri yaptı. Bu deneylerin ikisi gidiş esnasında, diğer ikisi de dönüş esnasında gerçekleştirildi. Bu deneyler esnasında standart telepati kartları kullanandı, her bir karta konsantre süresi olarak birer saniye verildi. Bu telepatik kart işlemleri tam olarak yirmi beş kez uygulandı ve sonuç pozitifti.
Mevsimlere göre kişilikler
Bilim adamları farklı mevsimde doğan kişilerin farklı kişilik özelliklerine sahip olduğunu saptadı..
İngiliz bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre doğduğumuz mevsim bizim kişiliğimizi ortaya koyuyor. Hertfordshire ve Aberdeen üniversiteleri öğretim görevlileri mevsimlerin kişilik ve davranışlar üzerindeki etkilerini inceledi. Hamilelerin mevsimlere göre hormon seviyelerinin değiştiğine dikkat çeken bilim adamları ******n doğduğu mevsimde annenin hormon seviyelerinin miktarının da bu kişilerin karakterleri üzerinde etkili olacağını belirtti. Hava sıcaklıklarının, hamilelik süresince daha çok yenen besinlerin de çocuk üzerinde etkili olacağı kaydedildi. Hertfordshire Üniversitesi psikoloji profesörlerinden Richard Wiseman ve Aberdeen Üniversitesi profesörlerinden John Eagle tarafından yapılan mevsimlere göre kişilik saptamaları:
* İlkbahar: Düşüncesiz, ısrarcı.
* Yaz: Beyinlerini kullanabildikleri işlerde daha başarılılar, satranç gibi sporlara daha yatkınlar.
* Sonbahar: Çekici, sportmen, özellikle futbola yatkın.
* Kış: Düşünceli, anlayışlı, rahat vazgeçebilen, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara daha açıklar
İngiliz bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre doğduğumuz mevsim bizim kişiliğimizi ortaya koyuyor. Hertfordshire ve Aberdeen üniversiteleri öğretim görevlileri mevsimlerin kişilik ve davranışlar üzerindeki etkilerini inceledi. Hamilelerin mevsimlere göre hormon seviyelerinin değiştiğine dikkat çeken bilim adamları ******n doğduğu mevsimde annenin hormon seviyelerinin miktarının da bu kişilerin karakterleri üzerinde etkili olacağını belirtti. Hava sıcaklıklarının, hamilelik süresince daha çok yenen besinlerin de çocuk üzerinde etkili olacağı kaydedildi. Hertfordshire Üniversitesi psikoloji profesörlerinden Richard Wiseman ve Aberdeen Üniversitesi profesörlerinden John Eagle tarafından yapılan mevsimlere göre kişilik saptamaları:
* İlkbahar: Düşüncesiz, ısrarcı.
* Yaz: Beyinlerini kullanabildikleri işlerde daha başarılılar, satranç gibi sporlara daha yatkınlar.
* Sonbahar: Çekici, sportmen, özellikle futbola yatkın.
* Kış: Düşünceli, anlayışlı, rahat vazgeçebilen, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara daha açıklar
Balık eti neden beyaz
Gıda olarak kesilen hayvanların yenilebilen kas kısımları et olarak adlandırılır. Etin içinde ayrıca kan, epitel, kemik, sinir, yağ ve bağ dokuları vardır.
Genelde etler kırmızı ve beyaz et olarak ikiye ayrılırlar. Sığır, koyun, keçi etleri kırmızı et olarak kabul edilirlerken, tavuk, hindi gibi kümes hayvanları ile balıkların etleri beyaz et kategorisine sokulur. Aslında biyolojik yapı olarak kümes hayvanlarının etleri balık etinden çok farklı, kırmızı ete daha yakındırlar. Bazılarının etlerinin rengi de zaten beyaz değil kahverengidir.
Etlerin kırmızı ve beyaz rengini saptayan eleman 'miyoglobin' denilen proteinlerdir. Bunlar kanda, alyuvarlarda bulunurlar ve kaslara gerekli olan oksijeni sağlarlar. Beyaz ette miyoglobin miktarı çok azdır.
Balık eti diğer yürüyen, uçan, sürünen hayvanların etlerinden birçok yönden farklıdır. Balıkların kasları diğerlerine göre gelişmemiştir. Bir filin tonlarca ağırlığını, yerçekimine karşı taşıması ve hareket ettirebilmesi için muazzam bir kas sistemine ihtiyacı vardır. Bu nedenle filin vücudunda 50 bin kas vardır.
Balıklar ise neredeyse ağırlıksız bir ortamda yaşarlar. Onun için çeşitli vücut organlarını ana iskeletlerine bağlayacak, kıkırdak, kiriş ve bağ dokuları gibi dokulara fazla ihtiyaçları yoktur.
Balıklıklar suda düşmanlarından kaçabilmek için çok ani ve süratli hareket etmek zorundadırlar. Bu nedenle kaslarındaki lifler çabuk açılıp kapanabilen tipte liflerdir. Çok ani hareketlere ihtiyaç duymayan kara hayvanlarındakilere oranla balıklardaki bu tip lifler daha kısa ve incedirler. Kolayca birbirlerinden ayrılabilirler. Onun için balık etini yerken çiğnemesi kolaydır, ağızda dağılır. Hatta çiğ olarak bile rahatça yenilebilir.
Balığın kaslarındaki bu çabuk açılıp kapanabilen lifler çok kısa süreli çalıştıkları için fazla enerji yani oksijen depolamalarına gerek yoktur. Bu nedenle balığın vücudundaki kan miktarı çok değildir. Olanlar da çoğunlukla solungaçların civarında toplanmışlardır.
Görüldüğü gibi bir etin renginin kırmızılığı miyoglobin miktarına, miyoglobin miktarı kan miktarına, o da kasların ne kadar kan ihtiyacı olduğuna bağlıdır. Çok aktif ve hızlı yüzen bir balık olan Orkinos (Ton) balığının etinin rengi, sakin bir balık olan Dilbalığı'na göre daha kırmızımsıdır.
Sığırlar genellikle açık arazide otlandıklarından ve sürekli dolaştıklarından etlerinin rengi, daha tembel bir hayvan olan domuza göre daha koyudur.
Tavuk, hindi gibi kümes hayvanları uçamadıkları ve zamanlarının önemli bir kısmını çevrede gezinerek geçirdikleri için bacak bölgelerindeki etler koyu renkli, göğüs ve kanatlarındakiler daha beyazdır. Bıldırcın, ördek gibi uçan kuşlarda ise tam tersidir. Bacak etleri beyaz, göğüs ve kanatlarındaki etler koyudur.
Genelde etler kırmızı ve beyaz et olarak ikiye ayrılırlar. Sığır, koyun, keçi etleri kırmızı et olarak kabul edilirlerken, tavuk, hindi gibi kümes hayvanları ile balıkların etleri beyaz et kategorisine sokulur. Aslında biyolojik yapı olarak kümes hayvanlarının etleri balık etinden çok farklı, kırmızı ete daha yakındırlar. Bazılarının etlerinin rengi de zaten beyaz değil kahverengidir.
Etlerin kırmızı ve beyaz rengini saptayan eleman 'miyoglobin' denilen proteinlerdir. Bunlar kanda, alyuvarlarda bulunurlar ve kaslara gerekli olan oksijeni sağlarlar. Beyaz ette miyoglobin miktarı çok azdır.
Balık eti diğer yürüyen, uçan, sürünen hayvanların etlerinden birçok yönden farklıdır. Balıkların kasları diğerlerine göre gelişmemiştir. Bir filin tonlarca ağırlığını, yerçekimine karşı taşıması ve hareket ettirebilmesi için muazzam bir kas sistemine ihtiyacı vardır. Bu nedenle filin vücudunda 50 bin kas vardır.
Balıklar ise neredeyse ağırlıksız bir ortamda yaşarlar. Onun için çeşitli vücut organlarını ana iskeletlerine bağlayacak, kıkırdak, kiriş ve bağ dokuları gibi dokulara fazla ihtiyaçları yoktur.
Balıklıklar suda düşmanlarından kaçabilmek için çok ani ve süratli hareket etmek zorundadırlar. Bu nedenle kaslarındaki lifler çabuk açılıp kapanabilen tipte liflerdir. Çok ani hareketlere ihtiyaç duymayan kara hayvanlarındakilere oranla balıklardaki bu tip lifler daha kısa ve incedirler. Kolayca birbirlerinden ayrılabilirler. Onun için balık etini yerken çiğnemesi kolaydır, ağızda dağılır. Hatta çiğ olarak bile rahatça yenilebilir.
Balığın kaslarındaki bu çabuk açılıp kapanabilen lifler çok kısa süreli çalıştıkları için fazla enerji yani oksijen depolamalarına gerek yoktur. Bu nedenle balığın vücudundaki kan miktarı çok değildir. Olanlar da çoğunlukla solungaçların civarında toplanmışlardır.
Görüldüğü gibi bir etin renginin kırmızılığı miyoglobin miktarına, miyoglobin miktarı kan miktarına, o da kasların ne kadar kan ihtiyacı olduğuna bağlıdır. Çok aktif ve hızlı yüzen bir balık olan Orkinos (Ton) balığının etinin rengi, sakin bir balık olan Dilbalığı'na göre daha kırmızımsıdır.
Sığırlar genellikle açık arazide otlandıklarından ve sürekli dolaştıklarından etlerinin rengi, daha tembel bir hayvan olan domuza göre daha koyudur.
Tavuk, hindi gibi kümes hayvanları uçamadıkları ve zamanlarının önemli bir kısmını çevrede gezinerek geçirdikleri için bacak bölgelerindeki etler koyu renkli, göğüs ve kanatlarındakiler daha beyazdır. Bıldırcın, ördek gibi uçan kuşlarda ise tam tersidir. Bacak etleri beyaz, göğüs ve kanatlarındaki etler koyudur.
Tıpta yılan sembolü
Yılan deyince insanların çoğunda olumsuz çağrışımlar oluşur. Bırakın karşılaşmayı isminin geçmesi bile insanı ürkütür. 'Yılan gibi' deyimi sinsice ve haince kötülük yapan, soğuk ve hainliği davranışlarına yansıyan sevimsiz kişiler için kullanılırken yılanla ilgili deyimlerin hiçbirinde olumlu bir yan yoktur.
Yılanlar kutup bölgesi dışında yeryüzünün hemen her yerinde, karada, ağaç dallarında, toprak altında, suda hatta denizlerde bile yaşarlar. 2000 kadar yılan türünden 350'si çok zehirli, 350'si az zehirli, geri kalanı da zehirsizdir. Kuş, kurbağa, balık, kertenkele benzeri her tür canlıyı yerler, büyük avlarını yutabilirler. Yılanların hiçbiri bitki ile beslenmez.
İnsanların yılana kötü gözle bakmaları, tek tanrılı dinler ile başlamıştır. Bu inanca göre yılan kılığındaki şeytan, Adem ile Havva'yı kandırmış, Tanrının yasakladığı meyveyi yemelerine ve cennetten atılmalarına sebep olmuştur.
İnsanlığın binlerce yıl geriye uzanan tarihine bakıldığında ise yılanlardan hep korkulduğu ancak onların olağanüstü güçleri olduğuna inanılarak Tanrılaştırıldıkları, yılanların koruyuculuğuna sığmıldığı görülür. Tarihi kalıntılarda Mısır tanrılarının ve firavunlarının çoğunun başlarında onları koruyan bir yılan figürü kabartması vardır.
İlk uygarlıkların hemen hepsinde bir 'yaşam ağacı' öyküsü vardır. O zamanlarda insanlar hastalıkların çarelerini doğada arıyorlar, ilaçlarını bitkilerden yapıyorlardı. Tabiatı, ağaçlan ve bitkileri besleyen ve koruyan topraktı. Ölümsüzlüğün simgesi olan 'yaşam ağacı'nı yılanlar, yılanları da toprak koruyordu.
Yaşamın ve sağlığın koruyucusu yılanların bir takım doğaüstü fiziksel ve ruhsal güçlerinin olduğuna, evleri, şehirleri koruduklarına, hastalıkları iyileştirdiklerine inanılıyordu. O devirlerde yılan etinin ilaç olarak kullanılmasının, sağlık Tanrılarının sembollerinin yılan olmasının nedenleri hep bu inanıştır.
İnsanlar ayrıca 'yaşam ağacı'nı yetiştiren toprağın, onu koruyan iyi dostu yılana ölümsüzlüğün sırrını öğrettiğine inanıyorlardı. Yılanların yılda birkaç kez deri değiştirmeleri yani gençleşmeleri bunun işaretiydi. Gılgamış destanından eski Yunan, Roma ve Anadolu medeniyetlerindeki yazıtlara kadar bu 'yaşam ağacı', 'ölümsüzlük' ve 'yılan' üçlüsünü görmek mümkündür.
Bugün tıpla ilgili hekimlik, veteriner hekimlik, diş hekimliği, eczacılık gibi dalların hepsinin sembollerinin yılan olmasının kökeninde, insanların doğadan tam kopamadıkları, doğa Tanrılarına inandıkları zamanlardaki inanışlar yatıyor. Tıp' sözcüğü de dilimize Arapça'dan geçmiş olup arması yılan olan, sağlık tapmakları ile ünlü eski Mısır şehri 'Teb' isminden kaynaklanmıştır.
Yılanlar kutup bölgesi dışında yeryüzünün hemen her yerinde, karada, ağaç dallarında, toprak altında, suda hatta denizlerde bile yaşarlar. 2000 kadar yılan türünden 350'si çok zehirli, 350'si az zehirli, geri kalanı da zehirsizdir. Kuş, kurbağa, balık, kertenkele benzeri her tür canlıyı yerler, büyük avlarını yutabilirler. Yılanların hiçbiri bitki ile beslenmez.
İnsanların yılana kötü gözle bakmaları, tek tanrılı dinler ile başlamıştır. Bu inanca göre yılan kılığındaki şeytan, Adem ile Havva'yı kandırmış, Tanrının yasakladığı meyveyi yemelerine ve cennetten atılmalarına sebep olmuştur.
İnsanlığın binlerce yıl geriye uzanan tarihine bakıldığında ise yılanlardan hep korkulduğu ancak onların olağanüstü güçleri olduğuna inanılarak Tanrılaştırıldıkları, yılanların koruyuculuğuna sığmıldığı görülür. Tarihi kalıntılarda Mısır tanrılarının ve firavunlarının çoğunun başlarında onları koruyan bir yılan figürü kabartması vardır.
İlk uygarlıkların hemen hepsinde bir 'yaşam ağacı' öyküsü vardır. O zamanlarda insanlar hastalıkların çarelerini doğada arıyorlar, ilaçlarını bitkilerden yapıyorlardı. Tabiatı, ağaçlan ve bitkileri besleyen ve koruyan topraktı. Ölümsüzlüğün simgesi olan 'yaşam ağacı'nı yılanlar, yılanları da toprak koruyordu.
Yaşamın ve sağlığın koruyucusu yılanların bir takım doğaüstü fiziksel ve ruhsal güçlerinin olduğuna, evleri, şehirleri koruduklarına, hastalıkları iyileştirdiklerine inanılıyordu. O devirlerde yılan etinin ilaç olarak kullanılmasının, sağlık Tanrılarının sembollerinin yılan olmasının nedenleri hep bu inanıştır.
İnsanlar ayrıca 'yaşam ağacı'nı yetiştiren toprağın, onu koruyan iyi dostu yılana ölümsüzlüğün sırrını öğrettiğine inanıyorlardı. Yılanların yılda birkaç kez deri değiştirmeleri yani gençleşmeleri bunun işaretiydi. Gılgamış destanından eski Yunan, Roma ve Anadolu medeniyetlerindeki yazıtlara kadar bu 'yaşam ağacı', 'ölümsüzlük' ve 'yılan' üçlüsünü görmek mümkündür.
Bugün tıpla ilgili hekimlik, veteriner hekimlik, diş hekimliği, eczacılık gibi dalların hepsinin sembollerinin yılan olmasının kökeninde, insanların doğadan tam kopamadıkları, doğa Tanrılarına inandıkları zamanlardaki inanışlar yatıyor. Tıp' sözcüğü de dilimize Arapça'dan geçmiş olup arması yılan olan, sağlık tapmakları ile ünlü eski Mısır şehri 'Teb' isminden kaynaklanmıştır.
Ay olmasaydı ne olurdu ?
Ay Olmasaydı
Ay olmasaydı ne olurdu? Bu durum Dünya’ya iklimlere, yeryüzünde yaşayan milyonlarca tür canlıya nasıl tesir ederdi? Ay, mevcut kütlesinden daha büyük veya küçük olsaydı neler olurdu? Dünya’nın yörüngesine rastgele girivermiş bir kütle midir Ay?
Soruları daha da artırmak mümkün. Maine Üniversitesi’nden (ABD) Astronom Neil F. Comins, Ay’ın olmaması durumunda insanları nasıl bir senaryonun beklediğini yazdığı kitapta anlatmıştır.1 Comins’e göre, Dünya’nın kâinatta hayatı idame ettirmeye müsait tek ortam olmasının (günümüz verileri ışığında) milyonlarca sebebinden biri de, Dünya-Ay arasındaki hassas denge münasebetidir. Kâinatta hiçbir hâdise tesadüfen meydana gelmediği gibi, “Güneş ve Ay bir hesap iledir.”2 ilâhî beyanıyla tavsif edilen Ay, bir denge unsuru olarak var edilmiştir. Bu denge o kadar hassastır ki, Ay olmasaydı, “Dünya’da sebepler plânında hayat da olmazdı.” denebilir.
Atmosferi olmayan, üzeri kraterlerle kaplı, toz ve kayalarla dolu bir küre parçası olan Ay, Dünya’nın tek uydusudur. Ay’ın yarıçapı, Dünya’nın yarıçapının yaklaşık dörtte biri; hacmi, Dünya’nın hacminin yaklaşık ellide biri; kütlesi ise, Dünya’nın kütlesinin yaklaşık seksen birde biri kadardır. Ay, Dünya’nın merkezinden yaklaşık 385.000 km uzaklıkta bulunmakta ve Dünya etrafındaki bir dönüşünü 29,5 günde tamamlamaktadır. Yaratılışı tam olarak aydınlatılmış olmasa da, hâlihazırda en geçerli nazariyeye göre, astronomların Theia ismini verdikleri, Dünya’dan on kat daha hafif başka bir gezegen Dünya’ya çarpmış ve bu çarpışmada Theia’nın bir bölümü kopup uzaya fırlamıştır. Uzamış ve şeklini büyük ölçüde yitirmiş olan bu kütle, Dünya’nın çevresini dolandıktan sonra tekrar Dünya’ya çarpmıştır. Bu çarpışmada Theia’nın demirden çekirdeği, Dünya’nın merkezine çökelirken, mantosundaki hafif kayalar da uzaya saçılmıştır. Zaman içinde bu kaya parçaları birbirleriyle kaynaşarak Ay’ı oluşturmuştur. Ay, önce Dünya’dan yalnızca 22.000 kilometre uzaklıkta bir yörüngeye oturmuş; zaman içinde bu yörünge genişleyerek günümüzdeki ortalama 385.000 km’lik yarıçapa ulaşmıştır.
Ay’ın Dünya üzerindeki en büyük tesiri med-cezir hâdisesidir. “Evrensel çekim” prensibi kâinattaki herhangi iki kütlenin birbirini çektiğini, bu çekme kuvvetinin maddelerin kütleleriyle doğru, aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılı olduğunu ifade eder. Dünya ile Ay arasındaki çekim kuvveti, suyla kara arasındaki adhezyon (Birbirine temas eden farklı maddeler arasındaki çekim kuvveti. Bardaktaki suyu boşalttığımızda bir miktarının bardakta kalması buna bir örnektir.) kuvvetinin nispî olarak zayıf olması sebebiyle dünyadaki okyanus ve denizlerin kabarmasına veya alçalmasına vasıta olur. Bu hâdiseye “med-cezir” (gel-git) denir ve Ay’ın konumuna göre med (kabarma) veya cezir (alçalma, çekilme) hâdiseleri gözlenir. Dünya’daki med-cezir hâdiselerinin üçte biri Güneş, geri kalanı ise Ay’ın çekim kuvveti sebebiyle yaratılmaktadır.
Ay, med-cezir hâdisesinden dolayı Dünya’dan her yıl yaklaşık 4 cm uzaklaşmaktadır.5 Bu uzaklaşma ile beraber Dünya-Ay sisteminin açısal momentumunun korunması için Dünya’nın kendi etrafındaki dönme süresinin (1 gün) yılda 0.02 milisaniye uzadığı tespit edilmiştir.6 Şu an yaklaşık 24 saat olan Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönme süresinin, Ay ilk yaratıldığında 8 saat olduğu, arada geçen süre zarfında günlerin uzayarak şimdiki hâline geldiği belirlenmiştir. Ay yaratılmasaydı Dünya üzerinde med-cezir hâdisesinin meydana gelmemesinden dolayı, 1 gün yaklaşık yine sekiz saat olurdu ki, bu da Dünya’nın 3 kat daha hızlı dönmesi demektir. Bir gezegenin kendi ekseni etrafında daha hızlı dönmesi, yüzeyindeki rüzgârların daha şiddetli esmesine yol açabilir. Meselâ kendi etrafında çok hızlı dönen Jüpiter ve Satürn’ün bir gününün yaklaşık 10 saat olduğu, bu sebeple yüzeylerinde doğu-batı doğrultusunda saatte hızı 500 km’ye varan sert rüzgârların estiği bilinmektedir. Bu gezegenlerin atmosferlerinde ve dönme yönlerinde bu şiddetli rüzgârların yol açtığı toz bulutları dünyadan teleskoplarla görülebilmektedir.
Jüpiter’in, Hubble Uzay Teleskopu ile çekilmiş yukarıdaki fotoğrafında görülen siyah nokta, en yakınında dolanan uydusu Io’nun gölgesidir. Jüpiter 10 saatte bir dönüşünü tamamladıkça atmosferini de beraberinde sürükler. Sürüklenen atmosferle doğu-batı doğrultusunda rüzgârlar oluşturulur. Fotoğraftaki koyu ve beyaz sarımlar Jüpiter üzerindeki rüzgârların istikametini göstermektedir.
Ay olmasaydı, Dünya’nın daha hızlı dönmesinden dolayı hava, kara ve denizler arasındaki ısı değişimi daha hızlı olurdu ve yeryüzünde doğu-batı doğrultusunda saatteki hızı yaklaşık 160 km olan kasırgalar eserdi. Bu da başta insan olmak üzere kompleks yapıda olan canlıların yaşamasına sebepler açısından elverişsiz şartların meydana gelmesi demektir. Meselâ konuşma ve dinleme gibi temel beşerî faaliyetler de gerçekleşemeyebilirdi. Bir gün sekiz saat olacağı için başta insan olmak üzere bazı canlıların biyolojik saatleri ile gün saati arasındaki farktan dolayı hayat karmaşık bir vaziyet alacak ve birtakım biyolojik dengesizlikler yavaş yavaş belirecekti. Ay olmasa idi kabarma hâdisesi düşük olacak ve deniz canlıları için uygun bir ortam meydana gelemeyebilecekti.1
Ay, Dünya’nın dönme ekseninin 23,5 derece açıda dengelenmesinde de rol almaktadır. Dünya’nın bu eğikliğinin mevsimlerin meydana gelmesine, eğiklik açısının kutupların ve Ekvator’un dengeli miktarda güneş ışığı almasına vesile olduğu, böylece Dünya’da hayatın devam etmesine uygun iklim şartlarının oluşturulduğu bilinmektedir. 7
Ay’ın Dünya üzerindeki bir başka tesiri de, Güneş’ten gelen ışığı yansıtarak Dünya’nın 0,2 ºC ısınmasına sebep olmasıdır.8 Ayrıca Ay, uzay boşluğunda gezen göktaşlarına karşı bir kalkan vazifesi gördüğünden, yokluğunda Dünya yüzeyine daha fazla göktaşı düşebilirdi.
Uzaydan gelen kozmik ışınların çoğu, Dünya’ya giydirilen manyetik alan tarafından zararsız hâle getirilmektedir. Çok azı da, Dünya’ya ulaşıp atmosferdeki ve yeryüzündeki kimyevî hâdiselerin meydana gelmesinde rol oynamaktadır. Ay olmasaydı, Dünya ile birlikte merkezi de hızlı dönecekti. Dünya’nın merkezinde hızlı dönen sıvı dış çekirdek sebebiyle manyetik alan da daha kuvvetli olacaktı. Bu durumda hem atmosferin yapısında değişiklikler meydana gelecek, hem de bazı bakteriler ve manyetik alanı kullanarak yön bulan deniz kaplumbağaları, som balıkları, yılan balıkları, güvercinler, göçmen kuşlar gibi birçok canlı menfî tesir görecek ve çeşitli ekosistemler bugünkünden çok daha farklı olacaktı.
Bilindiği gibi Ay, Güneş’le birlikte insanlık tarihi boyunca bir takvim olarak kullanılmıştır. Yüce kitabımız Kur’ân’ı Kerîm, “… hem de yılların sayısını ve hesabı bilesiniz …”9 İlâhî beyanıyla Güneş ve Ay’ın bu hizmetine dikkatimizi çeker:
Ay bağlandığı gezegene nispetle bilinen en büyük uydudur (Dünya kütlesinin % 1,23’ü kadar bir kütleye sahiptir)4 ve bu büyüklük daha önce de belirtildiği gibi Dünya’nın hassas dengesinin meydana getirilmesinde veya hayatın yeryüzünde tesis edilmesinde kritik bir öneme sahiptir. Dünya üzerindeki tesirleri incelendiğinde, Ay’ın hayatımız için özel olarak yaratıldığı görülecektir. Ay’ın bu ayrıcalığına yine Kur’ân’ı Kerîm dikkatimizi şöyle çekiyor: “... O, Güneş’i ve Ay’ı da ince birer hesap ölçüsü kıldı…” 10
Netice itibariyle Ay’ın, “Gökyüzünü yükseltip ona bir nizam ve ölçü veren”11 tarafından ince bir hesap ile nice hikmet ve faydalar yüklenerek insanlığın hizmetine sunulduğu anlaşılmaktadır.
Ay olmasaydı ne olurdu? Bu durum Dünya’ya iklimlere, yeryüzünde yaşayan milyonlarca tür canlıya nasıl tesir ederdi? Ay, mevcut kütlesinden daha büyük veya küçük olsaydı neler olurdu? Dünya’nın yörüngesine rastgele girivermiş bir kütle midir Ay?
Soruları daha da artırmak mümkün. Maine Üniversitesi’nden (ABD) Astronom Neil F. Comins, Ay’ın olmaması durumunda insanları nasıl bir senaryonun beklediğini yazdığı kitapta anlatmıştır.1 Comins’e göre, Dünya’nın kâinatta hayatı idame ettirmeye müsait tek ortam olmasının (günümüz verileri ışığında) milyonlarca sebebinden biri de, Dünya-Ay arasındaki hassas denge münasebetidir. Kâinatta hiçbir hâdise tesadüfen meydana gelmediği gibi, “Güneş ve Ay bir hesap iledir.”2 ilâhî beyanıyla tavsif edilen Ay, bir denge unsuru olarak var edilmiştir. Bu denge o kadar hassastır ki, Ay olmasaydı, “Dünya’da sebepler plânında hayat da olmazdı.” denebilir.
Atmosferi olmayan, üzeri kraterlerle kaplı, toz ve kayalarla dolu bir küre parçası olan Ay, Dünya’nın tek uydusudur. Ay’ın yarıçapı, Dünya’nın yarıçapının yaklaşık dörtte biri; hacmi, Dünya’nın hacminin yaklaşık ellide biri; kütlesi ise, Dünya’nın kütlesinin yaklaşık seksen birde biri kadardır. Ay, Dünya’nın merkezinden yaklaşık 385.000 km uzaklıkta bulunmakta ve Dünya etrafındaki bir dönüşünü 29,5 günde tamamlamaktadır. Yaratılışı tam olarak aydınlatılmış olmasa da, hâlihazırda en geçerli nazariyeye göre, astronomların Theia ismini verdikleri, Dünya’dan on kat daha hafif başka bir gezegen Dünya’ya çarpmış ve bu çarpışmada Theia’nın bir bölümü kopup uzaya fırlamıştır. Uzamış ve şeklini büyük ölçüde yitirmiş olan bu kütle, Dünya’nın çevresini dolandıktan sonra tekrar Dünya’ya çarpmıştır. Bu çarpışmada Theia’nın demirden çekirdeği, Dünya’nın merkezine çökelirken, mantosundaki hafif kayalar da uzaya saçılmıştır. Zaman içinde bu kaya parçaları birbirleriyle kaynaşarak Ay’ı oluşturmuştur. Ay, önce Dünya’dan yalnızca 22.000 kilometre uzaklıkta bir yörüngeye oturmuş; zaman içinde bu yörünge genişleyerek günümüzdeki ortalama 385.000 km’lik yarıçapa ulaşmıştır.
Ay’ın Dünya üzerindeki en büyük tesiri med-cezir hâdisesidir. “Evrensel çekim” prensibi kâinattaki herhangi iki kütlenin birbirini çektiğini, bu çekme kuvvetinin maddelerin kütleleriyle doğru, aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılı olduğunu ifade eder. Dünya ile Ay arasındaki çekim kuvveti, suyla kara arasındaki adhezyon (Birbirine temas eden farklı maddeler arasındaki çekim kuvveti. Bardaktaki suyu boşalttığımızda bir miktarının bardakta kalması buna bir örnektir.) kuvvetinin nispî olarak zayıf olması sebebiyle dünyadaki okyanus ve denizlerin kabarmasına veya alçalmasına vasıta olur. Bu hâdiseye “med-cezir” (gel-git) denir ve Ay’ın konumuna göre med (kabarma) veya cezir (alçalma, çekilme) hâdiseleri gözlenir. Dünya’daki med-cezir hâdiselerinin üçte biri Güneş, geri kalanı ise Ay’ın çekim kuvveti sebebiyle yaratılmaktadır.
Ay, med-cezir hâdisesinden dolayı Dünya’dan her yıl yaklaşık 4 cm uzaklaşmaktadır.5 Bu uzaklaşma ile beraber Dünya-Ay sisteminin açısal momentumunun korunması için Dünya’nın kendi etrafındaki dönme süresinin (1 gün) yılda 0.02 milisaniye uzadığı tespit edilmiştir.6 Şu an yaklaşık 24 saat olan Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönme süresinin, Ay ilk yaratıldığında 8 saat olduğu, arada geçen süre zarfında günlerin uzayarak şimdiki hâline geldiği belirlenmiştir. Ay yaratılmasaydı Dünya üzerinde med-cezir hâdisesinin meydana gelmemesinden dolayı, 1 gün yaklaşık yine sekiz saat olurdu ki, bu da Dünya’nın 3 kat daha hızlı dönmesi demektir. Bir gezegenin kendi ekseni etrafında daha hızlı dönmesi, yüzeyindeki rüzgârların daha şiddetli esmesine yol açabilir. Meselâ kendi etrafında çok hızlı dönen Jüpiter ve Satürn’ün bir gününün yaklaşık 10 saat olduğu, bu sebeple yüzeylerinde doğu-batı doğrultusunda saatte hızı 500 km’ye varan sert rüzgârların estiği bilinmektedir. Bu gezegenlerin atmosferlerinde ve dönme yönlerinde bu şiddetli rüzgârların yol açtığı toz bulutları dünyadan teleskoplarla görülebilmektedir.
Jüpiter’in, Hubble Uzay Teleskopu ile çekilmiş yukarıdaki fotoğrafında görülen siyah nokta, en yakınında dolanan uydusu Io’nun gölgesidir. Jüpiter 10 saatte bir dönüşünü tamamladıkça atmosferini de beraberinde sürükler. Sürüklenen atmosferle doğu-batı doğrultusunda rüzgârlar oluşturulur. Fotoğraftaki koyu ve beyaz sarımlar Jüpiter üzerindeki rüzgârların istikametini göstermektedir.
Ay olmasaydı, Dünya’nın daha hızlı dönmesinden dolayı hava, kara ve denizler arasındaki ısı değişimi daha hızlı olurdu ve yeryüzünde doğu-batı doğrultusunda saatteki hızı yaklaşık 160 km olan kasırgalar eserdi. Bu da başta insan olmak üzere kompleks yapıda olan canlıların yaşamasına sebepler açısından elverişsiz şartların meydana gelmesi demektir. Meselâ konuşma ve dinleme gibi temel beşerî faaliyetler de gerçekleşemeyebilirdi. Bir gün sekiz saat olacağı için başta insan olmak üzere bazı canlıların biyolojik saatleri ile gün saati arasındaki farktan dolayı hayat karmaşık bir vaziyet alacak ve birtakım biyolojik dengesizlikler yavaş yavaş belirecekti. Ay olmasa idi kabarma hâdisesi düşük olacak ve deniz canlıları için uygun bir ortam meydana gelemeyebilecekti.1
Ay, Dünya’nın dönme ekseninin 23,5 derece açıda dengelenmesinde de rol almaktadır. Dünya’nın bu eğikliğinin mevsimlerin meydana gelmesine, eğiklik açısının kutupların ve Ekvator’un dengeli miktarda güneş ışığı almasına vesile olduğu, böylece Dünya’da hayatın devam etmesine uygun iklim şartlarının oluşturulduğu bilinmektedir. 7
Ay’ın Dünya üzerindeki bir başka tesiri de, Güneş’ten gelen ışığı yansıtarak Dünya’nın 0,2 ºC ısınmasına sebep olmasıdır.8 Ayrıca Ay, uzay boşluğunda gezen göktaşlarına karşı bir kalkan vazifesi gördüğünden, yokluğunda Dünya yüzeyine daha fazla göktaşı düşebilirdi.
Uzaydan gelen kozmik ışınların çoğu, Dünya’ya giydirilen manyetik alan tarafından zararsız hâle getirilmektedir. Çok azı da, Dünya’ya ulaşıp atmosferdeki ve yeryüzündeki kimyevî hâdiselerin meydana gelmesinde rol oynamaktadır. Ay olmasaydı, Dünya ile birlikte merkezi de hızlı dönecekti. Dünya’nın merkezinde hızlı dönen sıvı dış çekirdek sebebiyle manyetik alan da daha kuvvetli olacaktı. Bu durumda hem atmosferin yapısında değişiklikler meydana gelecek, hem de bazı bakteriler ve manyetik alanı kullanarak yön bulan deniz kaplumbağaları, som balıkları, yılan balıkları, güvercinler, göçmen kuşlar gibi birçok canlı menfî tesir görecek ve çeşitli ekosistemler bugünkünden çok daha farklı olacaktı.
Bilindiği gibi Ay, Güneş’le birlikte insanlık tarihi boyunca bir takvim olarak kullanılmıştır. Yüce kitabımız Kur’ân’ı Kerîm, “… hem de yılların sayısını ve hesabı bilesiniz …”9 İlâhî beyanıyla Güneş ve Ay’ın bu hizmetine dikkatimizi çeker:
Ay bağlandığı gezegene nispetle bilinen en büyük uydudur (Dünya kütlesinin % 1,23’ü kadar bir kütleye sahiptir)4 ve bu büyüklük daha önce de belirtildiği gibi Dünya’nın hassas dengesinin meydana getirilmesinde veya hayatın yeryüzünde tesis edilmesinde kritik bir öneme sahiptir. Dünya üzerindeki tesirleri incelendiğinde, Ay’ın hayatımız için özel olarak yaratıldığı görülecektir. Ay’ın bu ayrıcalığına yine Kur’ân’ı Kerîm dikkatimizi şöyle çekiyor: “... O, Güneş’i ve Ay’ı da ince birer hesap ölçüsü kıldı…” 10
Netice itibariyle Ay’ın, “Gökyüzünü yükseltip ona bir nizam ve ölçü veren”11 tarafından ince bir hesap ile nice hikmet ve faydalar yüklenerek insanlığın hizmetine sunulduğu anlaşılmaktadır.
Canınız sıkılınca bunları okuyun
1-) Dünyada en az 2 kişi sizi uğrunuzda ölecek kadar seviyordur.
2-) Dünyada en az 15 kişi sizin uğrunuzda ölmesede sizi seviyordur.
3-) Biri sizin gibi olamadığı için size çok imreniyordur.
4-) Sizin bir gülümsemeniz,size bakan bir çok yüzü aydınlatıyor.
5-) Her gece birisi mutlaka uykuya dalmadan önce aklından sizi geçiriyordur.
6-) Birisi için dünyalara bedelsiniz.
7-) Siz olmadan yaşamayan en az bir kişi vardır.
8-) Siz sahip olduğunuz bütün özelliklerinizle kendinize özel ve eşsizsiniz.
9-) Varlığından haberiniz bile olmayan biri,sizi seviyordur.
10-) Dünyanın en büyük hatasını bile yapsanız bundan size yarayacak bir şey çıkar.
11-) Bütün dünyanın size sırtını döndüğünü düşündüğünüzde,etrafınıza bir bakın...
Belki de sırtını dönen sizsinizdir...
12-) Bir şeyi elde edemiyeceğinizi düşünürseniz düşünürseniz ona asla sahip olamazsınız.Ama kenidnize inanırsanız er ya da geç istediğinizi elde edersiniz.
13-) insanlarınsadece iltifatlarını aklınızda tutun,kabalıklarını unutun.
14-)Her zaman onlarla ilgili ne hissetiğinizi söyleyin,bilmelerini sağladığınızda kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.
15-) Gerçekten eşsiz bir arkadaşa sahip olduğunuza inanıyorsanız,bunu şimdi ona söyleyin.
2-) Dünyada en az 15 kişi sizin uğrunuzda ölmesede sizi seviyordur.
3-) Biri sizin gibi olamadığı için size çok imreniyordur.
4-) Sizin bir gülümsemeniz,size bakan bir çok yüzü aydınlatıyor.
5-) Her gece birisi mutlaka uykuya dalmadan önce aklından sizi geçiriyordur.
6-) Birisi için dünyalara bedelsiniz.
7-) Siz olmadan yaşamayan en az bir kişi vardır.
8-) Siz sahip olduğunuz bütün özelliklerinizle kendinize özel ve eşsizsiniz.
9-) Varlığından haberiniz bile olmayan biri,sizi seviyordur.
10-) Dünyanın en büyük hatasını bile yapsanız bundan size yarayacak bir şey çıkar.
11-) Bütün dünyanın size sırtını döndüğünü düşündüğünüzde,etrafınıza bir bakın...
Belki de sırtını dönen sizsinizdir...
12-) Bir şeyi elde edemiyeceğinizi düşünürseniz düşünürseniz ona asla sahip olamazsınız.Ama kenidnize inanırsanız er ya da geç istediğinizi elde edersiniz.
13-) insanlarınsadece iltifatlarını aklınızda tutun,kabalıklarını unutun.
14-)Her zaman onlarla ilgili ne hissetiğinizi söyleyin,bilmelerini sağladığınızda kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.
15-) Gerçekten eşsiz bir arkadaşa sahip olduğunuza inanıyorsanız,bunu şimdi ona söyleyin.
Kendinizi bayıltın
1-) Tavsiye edilmez ..
2-) Sorumluluk üstlenilmez , yapan kişi sorumluluğu kabul etmiş sayılır.
3-) 18 yaş altı denemesin hatta sayfayı terk etsin
ilk olarak gevseyin ve derin nefes alip verin, yere comelip kollarinizi bacaklarinizin arasina koyun (aynen futbolcular mac baslamadan once takim olarak resim cektirdiklerinde onde comelen futbolcular gibi) 10 saniye derin nefes alip verin. sonra bir saniye icinde hizlica ayaga kalkip bas parmaginizi agziniza sokup hic bir hava disariya sizdirmadan var gucunuzle ufleyin.
hadi iyi ucuslar
5 ila 10 saniye arasi bayilmaniz lazim.
not; sakin masa veya sehpaha gibi seylerin yaninda denemeyin. acik alanda olmaya dikkat ediniz
2-) Sorumluluk üstlenilmez , yapan kişi sorumluluğu kabul etmiş sayılır.
3-) 18 yaş altı denemesin hatta sayfayı terk etsin
ilk olarak gevseyin ve derin nefes alip verin, yere comelip kollarinizi bacaklarinizin arasina koyun (aynen futbolcular mac baslamadan once takim olarak resim cektirdiklerinde onde comelen futbolcular gibi) 10 saniye derin nefes alip verin. sonra bir saniye icinde hizlica ayaga kalkip bas parmaginizi agziniza sokup hic bir hava disariya sizdirmadan var gucunuzle ufleyin.
hadi iyi ucuslar
5 ila 10 saniye arasi bayilmaniz lazim.
not; sakin masa veya sehpaha gibi seylerin yaninda denemeyin. acik alanda olmaya dikkat ediniz
Bir kadına bu soruları sormayın
1. Kaç kilosun?
İnce ya da şişman olması fark etmez. Bütün kadınlar kiloları konusunda endişelidir. Sizin amacınız sadece sorunuzun cevabını almak olabilir. Ama entrikaya ve imaya programlanmış kadın beyni sorunuzun altında mutlaka bir bit yeniği olduğunu düşünür ve kendisine fiziğinin düzgün olmadığı konusunda bir gönderme yaptığınızı sanır.
2. Benden önce hayatına kaç erkek girdi?
Kadınların geçmişini incelemek, Pandora’nın kutusunu açmaya eşdeğer olabilir. Geçmişi deşerseniz, duymaktan hiç hoşlanmayacağınız yanıtlar alabilirsiniz.
3. Doğum günün ne zaman?
Unutan erkek unutulmaya mahkumdur. Sevgilinizin yaş gününün Kasım’ın 22’sinde mi 25’inde mi olduğunu hatırlamıyorsanız Marduk 2012’de değil 2007’de gelir. Hem de sevgilinizin bedenine bürünerek! Yerine göre ufak bir unutkanlık affedilebilir ama önemli gün ve haftaları unutmak ona önem vermediğiniz intibasını yaratır.
4. Buna kaç para ödedin?
Her kadın bu sorunun aslında “Parayı üflemişsin, sokağa atmışsın” demek olduğunu bilir. Bir erkek için epey önemsiz görünen bu soru kadınlar üzerinde hakaret etkisi bırakır.
5. Hepsini yiyecek misin?
Canınıza susamadıysanız, sevgilinizden iş arkadaşınıza kadar hiçbir kadına bu soruyu sormamalısınız. Size devasa bir porsiyon görünen yemeği hapır hupur ***üren bir kadın sizi şoka sokmuş olabilir. Ama bu soru “Zaten şişmansın, bir de utanmadan bunları yiyorsun” şeklinde yorumlanır.
6. Saçını kuaför mü böyle yaptı?
Kadınların takıntılı olduğu konular elbette alışveriş ve yemekle sınırlı değil. Evrensel dişi obsesyonları arasında saç bir numaradır. Hem de boyundan rengine, parlaklığından modeline dek her yönüyle. Bu nedenle kadınların saçlarıyla ilgili herhangi bir soru sormadan önce iyi düşünmelisiniz.
7. Üçlü yapalım mı?
Sevgiliniz ***** yıldızı ya da nemfoman değilse, seks hayatınızla ilgili bu kadar ekstrem bir öneriyi pat diye dile getirmeniz her şeyin sonu olabilir. “Alkollüydüm” bahanesi de sizi kurtarmaz. Bu tarz bir soru karşısında bütün kadınlar çıldırır ve ahlak kumkuması kesilir.
8. Hamile misin?
Karşınızdaki kadın hamile kıyafetleri giyiyor olabilir. Karnı küçük bir ****** yutmuş gibi şişkin ve yusyuvarlak olabilir. Hiçbir koşul altında, bir kadın size hamile olduğunu söylemedikçe gebelik konusunu gündeme getirmeyin.
9. Spora başlayacak mısın?
Sıfır beden bile olsa her kadın DNA’ları gereği yuvarlak bir selülit yığını olduğunu zanneder. Vücudundan yakınmayan kadın yoktur. Her erkeğin bildiği gibi “Belim çok mu kalın?” sorusunun yanıtı her zaman “Hiç alakası yok, inanılmazsın, hastayım sana” olmalıdır. Kadınlar ve şişmanlık konusunda erkeğin bilmesi gereken tek şey bütün hikâyenin bir iltifat beklentisinden ibaret olduğudur. Dolayısıyla fazla kilolarından yakınan sevgilinize asla “Spora başla, rejime gir” gibi akılcı tavsiyeler vermeyin. Kadınlar akılcı değil duyumsaldır. Kaç kilo olursa olsunlar onlara formda olduklarını söyleyin.
10. Regl misin?
Sevgilinizin mantıksız sinir krizlerini ve sebepsiz çıkışlarını bir temele oturtmaya çalışmanız normal. Ama öfkesinin nedenini bu efsanevi dönemle bağlarsanız, haklı bile olsanız işleri karmaşık hale getirirsiniz. Bu tarz bir sorunun yanıtı kafanıza bir şey geçirilmesi olur. Bu nedenle kadınların davranışlarının ya da ruh hallerinin mantıklı bir nedeni olması gerektiğini düşünmeyin. Ağzınızdan çıkanlara da dikkat edin.
İnce ya da şişman olması fark etmez. Bütün kadınlar kiloları konusunda endişelidir. Sizin amacınız sadece sorunuzun cevabını almak olabilir. Ama entrikaya ve imaya programlanmış kadın beyni sorunuzun altında mutlaka bir bit yeniği olduğunu düşünür ve kendisine fiziğinin düzgün olmadığı konusunda bir gönderme yaptığınızı sanır.
2. Benden önce hayatına kaç erkek girdi?
Kadınların geçmişini incelemek, Pandora’nın kutusunu açmaya eşdeğer olabilir. Geçmişi deşerseniz, duymaktan hiç hoşlanmayacağınız yanıtlar alabilirsiniz.
3. Doğum günün ne zaman?
Unutan erkek unutulmaya mahkumdur. Sevgilinizin yaş gününün Kasım’ın 22’sinde mi 25’inde mi olduğunu hatırlamıyorsanız Marduk 2012’de değil 2007’de gelir. Hem de sevgilinizin bedenine bürünerek! Yerine göre ufak bir unutkanlık affedilebilir ama önemli gün ve haftaları unutmak ona önem vermediğiniz intibasını yaratır.
4. Buna kaç para ödedin?
Her kadın bu sorunun aslında “Parayı üflemişsin, sokağa atmışsın” demek olduğunu bilir. Bir erkek için epey önemsiz görünen bu soru kadınlar üzerinde hakaret etkisi bırakır.
5. Hepsini yiyecek misin?
Canınıza susamadıysanız, sevgilinizden iş arkadaşınıza kadar hiçbir kadına bu soruyu sormamalısınız. Size devasa bir porsiyon görünen yemeği hapır hupur ***üren bir kadın sizi şoka sokmuş olabilir. Ama bu soru “Zaten şişmansın, bir de utanmadan bunları yiyorsun” şeklinde yorumlanır.
6. Saçını kuaför mü böyle yaptı?
Kadınların takıntılı olduğu konular elbette alışveriş ve yemekle sınırlı değil. Evrensel dişi obsesyonları arasında saç bir numaradır. Hem de boyundan rengine, parlaklığından modeline dek her yönüyle. Bu nedenle kadınların saçlarıyla ilgili herhangi bir soru sormadan önce iyi düşünmelisiniz.
7. Üçlü yapalım mı?
Sevgiliniz ***** yıldızı ya da nemfoman değilse, seks hayatınızla ilgili bu kadar ekstrem bir öneriyi pat diye dile getirmeniz her şeyin sonu olabilir. “Alkollüydüm” bahanesi de sizi kurtarmaz. Bu tarz bir soru karşısında bütün kadınlar çıldırır ve ahlak kumkuması kesilir.
8. Hamile misin?
Karşınızdaki kadın hamile kıyafetleri giyiyor olabilir. Karnı küçük bir ****** yutmuş gibi şişkin ve yusyuvarlak olabilir. Hiçbir koşul altında, bir kadın size hamile olduğunu söylemedikçe gebelik konusunu gündeme getirmeyin.
9. Spora başlayacak mısın?
Sıfır beden bile olsa her kadın DNA’ları gereği yuvarlak bir selülit yığını olduğunu zanneder. Vücudundan yakınmayan kadın yoktur. Her erkeğin bildiği gibi “Belim çok mu kalın?” sorusunun yanıtı her zaman “Hiç alakası yok, inanılmazsın, hastayım sana” olmalıdır. Kadınlar ve şişmanlık konusunda erkeğin bilmesi gereken tek şey bütün hikâyenin bir iltifat beklentisinden ibaret olduğudur. Dolayısıyla fazla kilolarından yakınan sevgilinize asla “Spora başla, rejime gir” gibi akılcı tavsiyeler vermeyin. Kadınlar akılcı değil duyumsaldır. Kaç kilo olursa olsunlar onlara formda olduklarını söyleyin.
10. Regl misin?
Sevgilinizin mantıksız sinir krizlerini ve sebepsiz çıkışlarını bir temele oturtmaya çalışmanız normal. Ama öfkesinin nedenini bu efsanevi dönemle bağlarsanız, haklı bile olsanız işleri karmaşık hale getirirsiniz. Bu tarz bir sorunun yanıtı kafanıza bir şey geçirilmesi olur. Bu nedenle kadınların davranışlarının ya da ruh hallerinin mantıklı bir nedeni olması gerektiğini düşünmeyin. Ağzınızdan çıkanlara da dikkat edin.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
-
Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mah...
-
https://www.youtube.com/watch?v=EC6vBFBilaA
-
Ediz Hun (d. 20 Kasım 1940, İstanbul), ünlü Türk sinema oyuncusu ve eski Milletvekili'dir. Avusturya Lisesi'ni bitirdikten sonra Nor...
Bir insan baş aşağı ne kadar durabilir ?
Bu sorunun tek ve kesin bilimsel bir yanıtı söz konusu değil. Hayvanlar aleminde bu pozisyonda yaşayan türler mevcut. Örneğin, yarasa saatle...
